O asla çocuk felcinin neden olduğu sakatlıkla yüzleşmeyecek, çünkü bir aşı mevcuttu ve ona bağışıklık kazandırmayı seçtim. | TED | فلن تواجه الإعاقة المحبطة التي يسببها شلل الأطفال، لأن التطعيم كان متوفراً وأنا اخترت أن أحصّنها. |
Paul Offit: aşı, çocuk felci virüsünü ortadan kaldırmamızı sağladı. | TED | باول أوفيت:... أتاح لنا التطعيم تقليل الإصابة بفيروس شلل الأطفال. |
Yani aşı olmalısınız. | TED | يلزم التطعيم. أنا أعتقد أن معظمنا، إن لم يكن كل الحاضرين هنا، |
Böylece bir aydan kısa bir sürede bir felç vakasından hedefli bir aşılama kampanyasına geçildi. | TED | لذا ففي أقل من شهر، مضينا من حالة إصابة واحدة لشلل الأطفال لهدف حملة التطعيم كاملاً. |
Buraya gelmek için 865'teki aşılama görevinden çekildim ve iki vardiya aldım. | Open Subtitles | لقد تم جلبي لهنا من مهمة التطعيم على 865 في نوبة عمل مضاعفه |
Sinir doku nakli ve yanal tatbikatlar müthiş sonuçlar doğuruyor. | Open Subtitles | التطعيم العصبي و الشواهد الجانبية تسفر عن نتائج غير عادية |
aşı olmak bir seçenek değil, çünkü henüz aşısı yok ve birkaç yıl daha olmayacak gibi. | TED | ليس التطعيم خيارًا، لأنه لا يوجد لقاح حتى الآن. وربما لن يكون لعدة سنوات قادمة. |
Sinir naklinin mümkün olduğuna gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقاً أن التطعيم العصبي ممكناً؟ |
aşı olmak bireysel sorumluluk eylemidir, fakat büyük bir kolektif etkiye sahiptir. | TED | يُعد التطعيم مسؤولية فردية، ولكن له تأثير جماعي عظيم. |
Bunlar arasında aşı, zamanında tarama ve tabii ki sigarayı bırakma vardır. | TED | مثل التطعيم والفحص المبكر وبالطبع التوقف عن التدخين. |
3 tane farklı tansiyon için, normalde 3 değerlikli aşı alırsınız. | TED | عادة خصائص التطعيم تعالج و تؤثر في احتمالية ثلاثة مشاكل . |
aşı veya yatak ağları ile. 300 dolara bir yaşam kurtarabilirsiniz. | TED | مع التطعيم أو الناموسية، بامكانك توفير 300 دولار لكل حياة يتم إنقاذها. |
Bir aşı süper olabilirdi, ama henüz işe yaramıyorlar. | TED | التطعيم يبدو كشئ رائع, إلا إنه غير مفعَّل حتى الآن. |
Ama ikinci olarak, aşı yaptırmayı teşvik etmek için katılan herkese bir kilo mercimek verirsiniz. | TED | ثانياً، بتحفيز التطعيم بتقديم كيلو من العدس لكل شخص قام بالمشاركة. |
aşı yaptırmadığı için geçen yılki Güney American turnesini kaçırdı. | Open Subtitles | لقد خسر رحلة عمل الى أمريكا الجنوبية في العام الماضي لأنه رفض أخذ التطعيم |
Sanırım aşı parasını, organik döşek için kullanabilirim. | Open Subtitles | اعتقد ان بامكاني استخدام اموال التطعيم لشراء مهد ومراتب الاطفال |
İhtiyaçları da yok zaten. Filiz aşılama yüz yıllardır var. | Open Subtitles | هم ليسوا بحاجة لها, التطعيم كان موجوداً منذ قرون |
Bu yüzden aşılama teklifim için sunum malzemelerini getirdim. | Open Subtitles | لهذا احضرت مواد العرض المتعلقة باقتراح التطعيم |
Şimdi, birçok insan, mesele pirinç genlerini, pirinç genleri ile değiştirmek olunca genetik modifikasyonu umursamıyor veya mesele rastgele mutagenes veya aşılama ile türleri karıştırmak olduğunda. | TED | الآن، كثير من الناس لا يمانعون التعديل الوراثي عندما يتعلق الأمر بتعديل مورثات الأرز مورثات الأرز في نباتات الأرز أو حتى عندما يتعلق الأمر بمزج أنواع معاً عن طريق التطعيم أو الطفرات العشوائية |
Tüm doku alıcılarının ve mezardan çıkarılanların ceset parçalarının röntgenlerini taradım. | Open Subtitles | قمت بفحص سريع للصور الشعاعية لكل متلقي التطعيم و كذلك أيضاً بالنسبة للأعضاء من الجثث التي تم نبشها |
Omzumdaki çiçek aşısı izi üzerinde bir biopsi yaptım. | Open Subtitles | أنا لدي عينة من الجرح الناتج من التطعيم ضد الجدري فى ذراعي. |
Sinir naklinin mümkün olduğuna gerçekten inanıyor musun? | Open Subtitles | هل تعتقدين حقاً أن التطعيم العصبي ممكناً؟ |