"التعرف عليه" - Translation from Arabic to Turkish

• Onu teşhis
• Onu tanımak
• Onu tanıyabilir
• onu tanımaya
• Kimliği tespit
• onun kimliğini
• tanınmayacak

İmkan olur da yüzünü görürsem, Onu teşhis edebilirim ama daha iyisi, yöntemlerinden bile tanırım onu.
أستطيع التعرف عليه من وجهه إذا سنحت لى الفرصة ولكن الأهم منذ ذلك بواسطة اساليبه

Ve otobüsü takip ederim sürücünün fotoğrafını çekerim ve sen Onu teşhis edersin.
بعد ذلك سأتعقب الحافلات والتقط صور للسائقين يمكنكِ التعرف عليه وبعد ذلك سيكون لدينا الرجل المطلــوب

Frank'in verdiği ifadeye göre adamımız hiç konuşmamış yani bu herifi bulsak bile görgü tanığımız Onu teşhis edemez.
عظيـم. حسنا، وفقا لتصريح "فرانك"، المقتهم لم يتكلم أبدا. لذا حتى لو وجدنا المشبوه، شاهدنا لا يمكنه التعرف عليه.

Hayır, dürüstçe söylersem Onu tanımak... belki de yetişkin hayatımdaki en keyifli sürprizlerden biri.
كلا, صدقاً, التعرف عليه أكثر ربما كان أفضل هدية في حياتي

Onu tanımak istememiz için daha çok neden var.
لكن السبب الأساسي إننا نريد التعرف عليه

Sence annesi Onu tanıyabilir mi?
اتعتقد ان دميته تلك ستستطيع التعرف عليه الان ؟

Bilmediğin biriyle tanış ve onu tanımaya çalış.
قابل شخصًا لا تعرفه واشرع في التعرف عليه.

Metroda göz Kimliği tespit edildi. Tren 20. ve 33. sokaklarda duruyor.
لقد تم التعرف عليه في المترو القطار يتوقف في محطتين,الـ20و الـ33

Kurbanların çoğu Onu teşhis edemezse işimiz zor olacak.
سيكون ذلك صعبا ان كانت معظم ضحاياه لا يستطعن التعرف عليه

Neye benzediğini bilmem lazım ki Onu teşhis edebileyim.
علي معرفه كيف شكله ليمكنني التعرف عليه

Onu teşhis edebilmek gibi değil.
ليس كأنني كنت أستطيع التعرف عليه.

Yüz Rec Onu teşhis etti gelmiştir Alberto Jimenez gibi.
وقد تم التعرف عليه من قبل برنامج التعرف بإسم " ألبيرتو هيمينيز "

Onu teşhis edebilirim.
يمكنني التعرف عليه

Onu teşhis edemezsiniz.
لن تستطيعي التعرف عليه أبدا.

Onu teşhis edebilirim dedi.
وان بإمكانها التعرف عليه.

Onu tanımak için çabalamadın bile veya bana hissettirdiklerini bilmek için.
أنت لم تحاول يوماً التعرف عليه حتى أو معرفة كيف يسعدني - أنا فقط أقوم بالأفضل لك -

Ne? Evet, madem hayatının bir parçası, Onu tanımak isterim.
إذا كان جزء من حياتك فأود التعرف عليه -

Onu tanımak ve onun arkadaşı olmak muhteşem bir şey olmalı.
لابد أن يكون من الجميل التعرف عليه. -لأيكون المرأ صديقا له .

LA'dan Tokyo'ya sıradaki uçuş ne zamanmış bulun. Onu tanıyabilir misin?
اكتشف متى تغادر الرحلة القادمة من مطار لوس أنجلوس الى طوكيو ، هل يمكنك التعرف عليه ؟

- Adamın Onu tanıyabilir. - Pekala, ilgileniyorum.
ـ وصديقك يستطيع التعرف عليه ـ حسناً

Lucas'a ondan bahsettiğini fotoğraflarını gösterdiğini gerçekten onu tanımaya yetecek kadar şey anlattığını söyleyerek.
بقولك أنكِ اخبرتى لوكاس عنه. انكِ عرضتى على ابنه صوره, مما مكنه من التعرف عليه.

- Ellerini kesip dişlerini sökersek Kimliği tespit edilemez.
وأقلع أسنانه حتى لايمكن لأحد التعرف عليه

D.A.S suç dosyasını hazırlamak için bekliyor. Tek gereken onun kimliğini tanımlaman.
المدعى العام جاهز لتقديم التهمة كل ما تحتاجينه الآن هو التعرف عليه

Bir sahanın yağmalanması, Parçalarının yüzde 90'ı kaybolmuş bir yapbozun kalan parçalarının da tanınmayacak hale gelmesi gibi.
عندما يتم نهب موقع، فالأمر يصبح أشبه بأحجية فقدت 90 بالمئة من قطعها مما يجعل الباقي لا يمكن التعرف عليه.