Vagonları ve çadırları yakın sefil inekleri de telef edin. | Open Subtitles | أحرقوا العربات والخيم وفرَقوا تلك الأبقار التعيسة |
Böylesine bir parayla sefil hayatını değiştirme şansına sahip olabilir. | Open Subtitles | تلك الكمية من النقود لديه فرصة لتحويل حياته التعيسة بشكل جذري |
mutsuz bir aşık fırını yakmayı unutur. | Open Subtitles | المرأة التعيسة بحبها ستنسى أن تشعل الفرن |
Bir kaza, Dolores mutsuz bir kadının en iyi dostu olabilir. | Open Subtitles | الحادثة , دولوريس... . يمكن أن تكون أفضل صديق للمرأة التعيسة... |
Daha sonra duyduğum ilk şey o zavallı Alice'in çığlık çığlığa bağırması oldu. | Open Subtitles | ثم الأمر التالى الذى علمته ان هذه التعيسة أليس كانت تصرخ فى الأسفل. |
İşte burada da acınası çocukluğum hakkında kitap yazmayı düşündüm. | Open Subtitles | و ها أنا ظننت انني كتبت كتاباً عن طفولتي التعيسة |
Benimle geçirdiğin talihsiz günlere son vermek istiyorum. | Open Subtitles | فقط أود أن أنهى السنوات التعيسة التى قضيتيها معى |
Bana yardım etmeyi kabul edersen CIA'i hayatının daha az sefil olması için ikna ederim. | Open Subtitles | إذا وافقت على مساعدتي، وسأجعل وكالة الإستخبارات المركزيّة تجعل حياتك التعيسة أقل تعاسةً. |
Bu sefil hayatta başarabileceğim tek iyi şey zamanı geldiğinde ölmek. | Open Subtitles | الحسنة الوحيدة التي قد أحقّقها في هذه الحياة التعيسة هو الرحيل عنها في الوقت المناسب |
Bu sefil ülkedeki zavallı insanlar gibi sen de her şeyi unutmadan önce bil istedim. | Open Subtitles | قبل أنْ تنسى كسائر القاطنين البؤساء لهذه البلاد التعيسة كلّ شيء |
Newton'ın sefil aile hayatından uzak kalmasını sağlayan tek sığınağı şeylerin nasıl işlediğini anlama tutkusuydu özellikle de doğanın kendisinin. | Open Subtitles | ملجئ نيوتن من حياته العائلية التعيسة كان شغفه في فهم كيفية عمل الأمور وبالذات الطبيعة بنفسها |
Şimdi, sefil yaşamlarınızda duyabileceğiniz en iyi müziği dinlemeye hazır mısınız? | Open Subtitles | الآن، هل جميعكم مستعدون لسماع أفضل الأغاني التي ستستمعون إليها في حياتكم التعيسة ؟ |
mutsuz geçen çocukluğunu anlatır, biz de pisliğe acırız. | Open Subtitles | ربما يتحدث عن طفولته التعيسة و ربما نتأثر بهذا المعتوه و يصبح المجني عليه هنا. |
Yaşadıkları onca mutsuz ilişkinin ardından bir trafik kazasında tanışmışlar. | Open Subtitles | رغم كل علاقاتهم التعيسة تقابلا أثناء حادث سيارة |
Hem olduklarında en az mutsuz sonlar kadar gerçek olurlar. | Open Subtitles | و عندما تحدث يكون تأثيرها مثل النهايات التعيسة |
Neredeyse yalvamıştı bana, 38.000 dolarını almam ve onu zavallı yaşamından kurtarmam için. | Open Subtitles | لقد رجتني أن آخذ منها 38 ألف دولار لكي أخرجها من حياتها التعيسة |
O zavallı şanssız ruhlar | Open Subtitles | هؤلاء الأرواح التعيسة المسكينة. هم في غاية الحزن حقاً. |
zavallı, acınası hayatımın her bir dakikası aynı bu düğme gibi değersiz! | Open Subtitles | كل ثانية واخرى, في حياتي التعيسة, هي بلا قيمة كهذا الزر |
Şu acınası hayatında bir kere de olsa o kızı elde etmeni istedim. | Open Subtitles | كل ما أردته أن تحظى بالفتاة لمرة واحدة في حياتك التعيسة |
Kostümünüzün tek bir dikişini bile karınızın, çocuklarınızın yahut talihsiz ailenizin başka bir üyesinin hassasiyetlerini korumak için değiştirmeyeceğim. | Open Subtitles | لن أغير تطريز واحد من ردائك لحماية حساسية زوجتك أو أطفالك أو أي شخص من عائلتك التعيسة |
Walk bana ne kadar şanslı olduğunu söylememişti geçirdiğimiz talihsiz olaylardan önce tabii. | Open Subtitles | والت لم يخبرني كم هو محظوظ قبل الاحداث التعيسة التي حدثت مؤخراً |
Rasputia ile yaşadığım tüm rezil hayatımdan çok daha kıymetli. | Open Subtitles | اكثر من كل حياتي التعيسة معك يا راسبيوشا |