Sürünün büyüklüğü deniz aslanlarını bozguna uğrattı ama bu tür taktiklerin üstesinden gelebilen balıklar var. | Open Subtitles | الحجم الكامل للسرب هو ما هزم أسود البحر، لكن ثمّة سمك يستطيع التغلّب على مثل هذه الأساليب. |
Bunun üstesinden gelebilmek için hislerini kontrol altına almalısın. | Open Subtitles | و من أجل التغلّب على ذلك يتحتّم عليك السيطرة على مشاعرك |
Kendimizi diğerlerinin yerine koymalı ve dünyayı neden farklı gördüğümüzü konuşmalı ve bunun üstesinden gelmeliyiz. | Open Subtitles | ونحاول أن نضع أنفسنا بمكان كل شخص منهم.. ونحاول أن نفهم لما ننظر للعالم بشكلٍ مختلف،ثم نحاول التغلّب على ذلك |
Biz şeytanlarımızı alt edebiliyorsak sen de yapabilirsin. | Open Subtitles | وطالما أنّنا استطعنا التغلّب على شرورنا، فأنتِ تستطيعين أيضاً |
Dinle bak... korkunun mantığı alt edebileceği doğru fakat... mantık da korkuyu alt edebilir ve sanırım hem annen hem de Walter anladı ki onlar için en mantıklısı iyi birer arkadaş olmak. | Open Subtitles | اسمع... إنّه لأمر صحيح أنّ الخوف بإمكانه التغلّب على المنطق، لكن... |
Bir taşı yenmekten fazlasıyla anılacağım. | Open Subtitles | سأشتهر بشيء أكبر مِن التغلّب على صخرة |
Jafar'ı yenmekten fazlasını istiyoruz. | Open Subtitles | (نريد أكثر مِن التغلّب على (جعفر |
Kendimizi diğerlerinin yerine koymalı ve dünyayı neden farklı gördüğümüzü konuşmalı ve bunun üstesinden gelmeliyiz. | Open Subtitles | ونحاول أن نضع أنفسنا بمكان كل شخص منهم.. ونحاول أن نفهم لما ننظر للعالم بشكلٍ مختلف،ثم نحاول التغلّب على ذلك |
Sorununun üstesinden gelmekte zorlaniyor ben de düsündüm ki, ovmanin ne oldugunu.. | Open Subtitles | ...يعاني من وقت عصيب في التغلّب على مشكلته ...و ظننتُ أنه لو أمكنني فهم ما هو ذلك المرض... |
Ayakta alkışlamam lazım. Zekalarının kıvraklığıyla gücümün üstesinden geldiler. | Open Subtitles | "لا بدّ أن أطري عليهم لنجاحهم في التغلّب على قوّتي بدهائهم" |
Toplu cinayetlerin pratik zorluklarının üstesinden gelme kararlılığı Nazilerin, Himmler'in Polonya Yahudilerini 1942 sonuna kadar imha etme rüyasını gerçekleştirmesine yardımcı olmuştu. | Open Subtitles | هذة كانت الرغبة فى التغلّب على الصعوبات العملية للقتل الجماعي الذي ساعد النازيين "للسعى وراء حلم "هيملر لقتل ملايين اليهود البولنديين بنهاية الـ 1942 |
Ama bunun üstesinden gelebilirsin. | Open Subtitles | ولكن يمكنك التغلّب على هذا |
Huang'ın 400 adamının üstesinden gelemeyiz! | Open Subtitles | لا يمكننا التغلّب على رجال (هوانغ) الـ 400! |
Önümüze koyduğunuz her türlü mücadelenin üstesinden geldik. | Open Subtitles | التغلّب على كلّ تحدي أعطيتنا |
Martha, Larry'yle bağlantısını kesebiliyor, Viper sistemini alt ediyor sonra birden bizim oyuncak tabancalarımız onu yenilgiye uğratıyor. | Open Subtitles | (مارثا) يمكنها الإنفصال عن (لاري)، ويمكنها التغلّب على نظام "فايبر"، لكن بعدها تسقط بعد طلقتين من أسلحتنا. |
Paran olmadan Harvey'i alt etmede başarılar dilerim. | Open Subtitles | حظاً موفقاً لك في التغلّب على هارفي)، بدون نقود) |
Hayır, beni tutmaya karar verdin çünkü Daniel Hardman'ı alt etmek ve gücünü korumak senin için daha önemliydi. | Open Subtitles | بل سمحتِ ببقائي لأنّكِ كنتِ منشغلة بفكرة التغلّب على (دانييل هاردمن) والحصول على السلطة |