En küçük detayı dahi, aklına ne gelirse söyle ona. | Open Subtitles | حتى التفاصيل الصغيرة أخبر المحامي بكل شيء هل تفهم ؟ |
Her hareketlerini izler her küçük detayı gözlemlerler. | Open Subtitles | يراقبوا كل تحركاتهم كل التفاصيل الصغيرة يتم ملاحظتها |
Her saniyede bu ikili bilgilerde her küçük detay üzerinden bu seviyede haftalara, aylara bağlı olarak yola çıkabilir. | TED | يمكننا مراجعة كل التفاصيل الصغيرة بالمعلومات الثنائية في بضعة ثوان، عوض أسابيع وأشهر عند هذا المستوى. |
bütünü görmemiz, önemli küçük detaylar dışında, bizi biz yapar. | TED | خلق صورة كبيرة من خلال التفاصيل الصغيرة المهمة والتي تكون ما نحن عليه. |
Tüm bu küçük detayları kontrol etmemiz gerekiyor, bilirsiniz. | Open Subtitles | يجب أن نتفقد بعض التفاصيل الصغيرة |
Ancak en ufak detaylar bile bizi bunu yapanlara ulaştırabilir. | Open Subtitles | لكن كما تعلم كل التفاصيل الصغيرة .سوف تقربنّا إلى الفاعلين |
Bir ressam olarak resmin her zaman büyük olmadığını ama Küçük detayların etkileyici bir biçimde hikâyeyi anlattığını öğrendim. | Open Subtitles | كفنان تعلمت أن ليس الموضوع هو الصورة الكبيرة ولكن التفاصيل الصغيرة التي حقًا تُفيد الموضوع |
Seninle gelmek istemiyordum, o küçük detayı da unuttun mu? | Open Subtitles | بإستثناء أنني لم أرغي في الذهاب معك , أم أنك نسيت هذه التفاصيل الصغيرة ايضا ؟ |
Ayrıca bizim tarafımızdan gözden kaçırılmış en küçük bir detay olmayacak diyorsa o zaman biz en küçük detayı bile göz ardı edemeyiz. | Open Subtitles | وإذا قال أننا لا ينبغي لنا أن نغفل هذه التفاصيل الصغيرة فعلينا أن لا نغفل أيّاً منها |
Sadece söylüyorum, bu küçük... detayı kaçırdıysanız diye. | Open Subtitles | في حالة أنكِ فوتِ ذلك ... التفاصيل الصغيرة ... الأخبار الجيدة هي |
Her küçük detayı. | Open Subtitles | كلّ التفاصيل الصغيرة. |
Hepsi bu ama bir küçük detay daha var. | Open Subtitles | هذا العرض لكن هناك بعض التفاصيل الصغيرة |
Hepsi bu ama bir küçük detay daha var. | Open Subtitles | هذا العرض لكن هناك بعض التفاصيل الصغيرة |
- Evet, ama seninle konuşmak istediğim birkaç küçük detay var. | Open Subtitles | بعض التفاصيل الصغيرة أريد مراجعتها معك |
Bu küçük detaylar İşe yarıyor, gerçek gösteriyor. | TED | ان هذه التفاصيل الصغيرة هي التي تضفي طابعاً حقيقياً للعمل .. وتجعله حقيقي |
Olayı yutturmaya işte bu küçük detaylar yardımcı oluyor. | Open Subtitles | دائماً ما تكون التفاصيل الصغيرة هي التي تساعد على الإقناع بالأمر كله |
Benim için çok önemlidirler. Çok önemli. Tüm küçük detaylar. | Open Subtitles | فهى هامة جدا كل التفاصيل الصغيرة |
Evet, ama Tok'ra'nın bazen bazı küçük detayları atlaması gibi bir eğilimi olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | - التوك رع لديهم ميل -لحذف التفاصيل الصغيرة |
Dönüş yarıçapı gibi ufak detaylar ve detaylar... | TED | كل التفاصيل الصغيرة... قطر الرصيف الخاص بعكس الاتجاه. |
Bütün ufak detaylar seni daha çok delirtti. | Open Subtitles | كل التفاصيل الصغيرة لدفعك على الحافة |
Küçük detayların hepsini hatırlayan biriyle evli olmayı dene. | Open Subtitles | حاولي أن تتزوجي من شخص يتذكر كل التفاصيل الصغيرة. |
Küçük detayların hepsini her zaman hatırlıyorsun. | Open Subtitles | أنت دائما تتذكرين كل التفاصيل الصغيرة. |