Üssü kullanmak için pazarlık yaparken, etrafta her şeye burnumuzu sokup durarak... onun nasıl ve neden yapıldığını bulmak zor olacaktır. | Open Subtitles | انه من الصعب التفاوض على اتفاق لاستخدام المحطة وفى نفس الوقت نتلصص لنعرف كيف ولماذا بنيت |
Pardon, beyfendinin biri köşedeki "Orta-ağaç Topuzu" için pazarlık yapmak istiyor. | Open Subtitles | عفواً ولكن الرجل في الزاوية يود التفاوض على سعر صولجان العصور الوسطى |
Ama federal hükümet, kahrolası çevrecilerle daha yüksek finansal kiralama ücretleri için pazarlık yapmamıza izin verir mi? | Open Subtitles | لكن لا سمحَ الرَب أن تقوم الحكومة الفدرالية بالسماحِ لنا في التفاوض على رسوم إيجار مُرتفعَة معَ هؤلاء الطمّاعين اللعينين |
Politik bir çözüm için müzakerede bulun. | Open Subtitles | التفاوض على حل سلمي |
Politik bir çözüm için müzakerede bulun. | Open Subtitles | التفاوض على حل سلمي |
Bu işin hiç zorlanmadan pazarlığını nasıl yaptın, çok magnifique. | Open Subtitles | كيف استطعتى التفاوض على هذه الصفقة؟ لقد كان أمرا رائعا شكرا |
Ailesi defalarca bırakılması için pazarlık yapmaya çalıştı ama orta noktayı bulduklarını sandıklarında asiler fidyeyi arttırıyor. | Open Subtitles | وعائلته وقد حاولت مرارا وتكرارا التفاوض على اطلاق سراحه ، لكن في كل مرة كانوا يعتقدون لقد وصلوا إلى اتفاق ، |
- Beni tahminim, anlaşma için pazarlık yapmak amacıyla. | Open Subtitles | بحيت يكون التفاوض على تسوية حسب تخميني |
- Beni tahminim, anlaşma için pazarlık yapmak amacıyla. | Open Subtitles | بحيت يكون التفاوض على تسوية حسب تخميني |
Ne için pazarlık yapacağız ki? | Open Subtitles | التفاوض على أي شئ ؟ |
Siz gerçek bir barış için pazarlık yaptınız. | Open Subtitles | يمكنك التفاوض على سلام حقيقي |
Maalesef Al-Jahwar petrol pazarlığını yeniden açmak istiyor. | Open Subtitles | اسف ولكن الجوهر يريد اعادة التفاوض على جزئية النفط |