20 mil içindeki bütün geçitler kapatılmış. | Open Subtitles | جميع التقاطعات مغلقة على طول 20 ميلاً |
Bu haritada, New York Şehri'ndeki en tehlikeli kavşakları görebilirsiniz, bisiklet kazalarını baz alarak hazırladım. | TED | هنا خريطة قمت بإنشائها توضح أكثر التقاطعات خطورة في نيويورك إٍستنادا على حوادث الدراجات الهوائية. |
Önemli kavşakları kontrol etmek üzere polisler görevlendirdik. | Open Subtitles | يوجد رجال شرطة لتوجيه حركات المرور عند التقاطعات الرئيسية |
Evet. Sekiz kilometre çevresindeki tüm önemli kavşaklara. | Open Subtitles | نعم, كل التقاطعات الاساسية على بعد 5 ميل |
Stadyumun etrafındaki ana kavşaklarda kontrol noktaları oluşturulmasını ve tehlike potansiyeli olan yerlerde de fazladan devriyelerin gezmesi istiyorum. | Open Subtitles | أريد نقاط تفتيش في كل التقاطعات الكبيرة حول الملعب و دوريات إضافية عند المناطق الحرجة |
Her bir çarpı işareti farklı bir yanlış cevabı temsil ediyor. | TED | كلٌ من هذه التقاطعات الصغيرة التي ترونها هي اجابة خاطئة مختلفة. |
Müthiş şeyler kesişim noktalarında olur. | TED | تقع أحداث عظيمة عند التقاطعات. |
Hepimiz, kesişimleri bize ayrı bir anlam kattığı şekliyle düşünebiliriz. | TED | يمكننا أن نفكر في التقاطعات التي تملك معنى خاص بالنسبة لنا. |
- Tüm kavşakları kapatın. | Open Subtitles | التقاطعات , قوموا بإغلاق جميعها - أين هو ؟ |
- Tüm kavşakları kapatın. | Open Subtitles | التقاطعات , قوموا بإغلاق جميعها - أين هو ؟ |
Tamam, şehrin trafik kameralarını hackleriz ve araba sürerken geçmiş olabileceği kavşaklara bakarız. | Open Subtitles | حسنا إذا ، سنقوم بقرصنة كاميرات حركة المرور للمدينة و نتفقد التقاطعات التي قد يكون سلكها حين كان يقود السيارة |
kavşaklarda sola dönüş bile yapmıyorum ben. | Open Subtitles | لا أفعل حتّى إستدارات يسار في التقاطعات. |
Silahlar sadece kavşaklarda silahlı gözcüler için. | Open Subtitles | الأسلحة لعملية المراقبة عند التقاطعات فقط. |
Yol dizaynı fark yaratır, özellikle de kavşaklar, kavşaklar iki türlüdür, trafik sinyal lambası olanlar ve sinyalsizler, yani "DUR" işareti olan kavşaklar. | TED | تصميم الطرق فيه اختلافات, ولاسيما التقاطعات, والتي يوجد منها نوعان: بإشارة وبدون إشارة, والتي تعني إشارة قف. |
Bunu yapıyorum ki öğrencilerim, araç kullanmaları için ders verirken "Her kavşağı temizle" dediğimde her trafik işareti, her çapraz yanyol, her ara sokak, her otopark, her toprak yol, her yaya geçidi, her kavşak demek istediğimi başarısız olmadan anlasınlar. | TED | وكما ترون، أنا أفعل ذلك لكي يفهم الطلاب عندما أقول لهم وأنا أدربهم "انتبهوا عند كل التقاطعات"، فهم يفهمون أنني أعني كل إشارة مرور، كل تقاطع طريق، كل طريق جانبي، كل موقف سيارات، كل طريق ترابي، كل ممشى، كل التقطاعات بدون فشل. |
Ve ben isanlara iyi bir hikayenin burada başladığını söylüyorum -- sizin tutkuyla bağlı olduğunuz ve diğerlerinin yatırım yapmış olabileceği dört kesişim noktasından. | TED | وأنا أقول للناس أن هذا هو المكان الذي تبدأ منه القصص العظيمة -- هذه التقاطعات الاأربعة السابقة عما انت شغوفٌ به وما يمكن للآخرين الاستثمار به |
Dünyanın akla gelen mükemmel kesişimleri; Paris'teki Zafer Takı veya New York'taki Times meydanı, her ikisi de insanların heyecanlı, sonsuz akışı ile hareketlenmiş. | TED | تتبادر إلى الذهن بعض التقاطعات المهمة في العالم مثل قوس النصر الموجود في باريس، أو تايمز سكوير في مدينة نيويورك، تعجّ كلاهما بجموع من الأشخاص المتحمسين لا نهاية لها على ما يبدو. |