Balayımızdan dönerken uçakta tanıştığı bir kızla. | Open Subtitles | مع فتاة التقاها على الطائرة بينما كنا عائدين من شهر عسلنا |
Şey, hayır. Aslına bakasan Neal New York'ta tanıştığı biriyle nişanlanmış. | Open Subtitles | لا، الحقيقة أنّه مخطوبٌ لفتاةٍ ''التقاها في ''نيويورك. |
Ondan daha yeni tanıştığı biri için hayallerinden vazgeçmesini isteyemem. | Open Subtitles | لا أستطيع أنْ أطلب منه التخلّي عن حلمه مِنْ أجل فتاةٍ التقاها للتوّ |
Evet, hayır işi müzayedesinde tanıştığı bir dansçıydı sanırım. | Open Subtitles | نعم، تعمل راقصة التقاها بمزاد خيري، أعتقد |
Eve gidip üzgün kardeşimi görüp ona yeni tanıştığı bir kızla ayrılmasını atlatması için yardım etmeye yanıp tutuşuyordum. | Open Subtitles | شعرت بتوق عظيم للعودة إلى الديار لمؤازرة أخي كيّما أساعده تجاوز فتاة كان قد التقاها لتوّه. |
Eve gidip üzgün kardeşimi görüp ona yeni tanıştığı bir kızla ayrılmasını atlatması için yardım etmeye yanıp tutuşuyordum. | Open Subtitles | شعرت بتوق عظيم للعودة إلى الديار لمؤازرة أخي كيّما أساعده تجاوز فتاة كان قد التقاها لتوّه. |
Eve gidip üzgün kardeşimi görüp ona yeni tanıştığı bir kızla ayrılmasını atlatması için yardım etmeye yanıp tutuşuyordum. | Open Subtitles | شعرت بتوق عظيم للعودة إلى الديار لمؤازرة أخي كيّما أساعده تجاوز فتاة كان قد التقاها لتوّه. |
British Museum'da tanıştığı bir kadınla ilişkisi olmuş. | Open Subtitles | تورط مع إمرأة التقاها في متحف بريطاني |
tanıştığı kadın hemen yakında yaşıyor. | Open Subtitles | المرأة التي التقاها تعيش قريبا من هنا |
Okulda tanıştığı bir kızla evleniyor. | Open Subtitles | فتاة التقاها بالجامعة. |
Raja'nın birkaç hafta önce tanıştığı Müslüman bir kızdı ve onu düşündüğünü hâlâ inkâr ediyordu. | Open Subtitles | شيء ما) فتاة مسلمة التقاها (راجا) قبل بضعة أسابيع" "ولم ينفكّ عن إنكار تفكيره بها مذئذ" |
tanıştığı bir fahişe. | Open Subtitles | عاهرةً ما التقاها. |