"التقطت" - Translation from Arabic to Turkish

• çektim
• çekilmiş
• aldım
• çektin
• çekildi
• aldın
• seçtim
• fotoğraf
• çekmiştim
• yakaladım
• çekti
• çekmiş
• çekilmişti
• tespit
• çekmişsin

Çocukların birkaç fotoğrafını çektim, sonraki gün posterlerle çıkageldim ve onları yapıştırdık.
فقط التقطت بعض الصور للاطفال, وفي اليوم التالي جلبت الملصقات وبدأنا لصقها.

Henüz resmi bir açıklama olmasa da bu fotoğraf suç mahallinde çekilmiş.
،بينما لا توجد اي تهم رسمية هذه الصورة التقطت في مسح الجريمة

Onu aldım, bu, tecrübe ettiğim en iyi sırdı.
وعندما التقطت المفكرة اكتشفت أنه أفضل سر رأيته في حياتي.

-Onları nasıl çektin?
كيف التقطت هذه الصور؟ أعيش هناك

Bu fotoğraf Büyük Buhran'dan önce Kongo'nun başkenti Brazzaville'de çekildi.
لقد التقطت هذه الصورة قبل الكساد الكبير في برازافيل، الكونغو.

Ona camı aldın..ve ona sapladın..
حسناً، التقطت تلك القطعة من الزجاج وضربتها

Ve geçen yıl bir sürü fotoğraf çektim; çok az kişi bu fotoğraflarla ne yapacağımı biliyordu, ama bir sürü fotoğraf çektim.
ولقد التقطت الكثير من الصور العام الماضي قليل من الناس من عرف ما كنت أنوي أن أفعله لكني التقطت الكثير من الصور.

Ben de bir gün kendisine zarar verirken onun fotoğrafını çektim
لذلك في أحد الأيام، التقطت صورة له وهو يقوم بإيذاء نفسه.

Bu resmi çektim çünkü, burası İngitere'de açılan ilk kahvehane, 1850 yılında açıldı.
التقطت هذه الصّورة لأنّه تبيّن أنّه يُمثّل أوّل مقهى يفتح للعموم في انجلترا سنة 1650.

Çünkü, tabi ki, bu gerçekten yakalayabileceğiniz bir şey değil, ama bunun her zaman bir şekilde fotoğraf makinesiyle çekilmiş gibi görünmesini isterim.
لأنها بالطبع ليست بالشيء الذي يمكن التقاطه في الواقع لكنني دائما أريدها أن تبدو وكأنها التقطت كصورة

Fakat asıl güzel olan şey aynı alanın aylar önce çekilmiş görüntüsünü bu resmi ile karşılaştırdığımızda oldu.
لكن الأمر المثير هو أنه عندما قارناها بآخر صورة التقطت لهذه المنطقة وذلك منذ أشهر عديدة

Telefonu aldım ve Polo'yu aradım ve gerçekten de keyfi yoktu.
حينها التقطت سماعة الهاتف، واتصلت ببولو، وفي واقع الأمر لم يكن على ما يرام.

Bir gün, siperdeki bu patlamamış havan mermisini aldım ve eğreti bir çamur kulübe laboratuvarına götürdüm.
ذات يوم، التقطت قذيفة هاون غير منفجرة من خندق، ووضعتها في مختبر مؤقت مصنوع من طين.

Ben uyurken fotoğrafımı mı çektin?
-هل التقطت صورة لي وأنا نائمة؟ -عاهرة الدراجات لهذا الشهر" "

Kızın biri çok kızdı ve fotoğrafımı neden çektin diye sordu.
احدىالفتياتغضبتوقالت : "لمادا التقطت صورة لي ؟"

Dünyada bir çok fotoğraf çekildi... yanımdan geçen kötü rüyalar gibi...
حفنةٌ للقطات التقطت من ..أنحاء العالم. تمر بي مثل حلم مزعج.

- Marketten düşük sodyumlu soya sosu aldın mı? - Evet.
هل التقطت صلصة الصويا قليلة الصوديوم من المتجر؟

Bak, Mitch'i uyarmak için telefon ettiğim zaman tarafımı seçtim, tamam mı?
اخترت الجانبين اللحظة التي التقطت فيها الهاتف لتحذير ميتش، اتفقنا؟

Konuşmamız sırasında bir fotoğraf çekmiştim ve haklı olduğumu kanıtlayan fotoğrafı ona delil olarak sundum.
لقد التقطت صورة خلال ذهابنا وعودتنا وقدمت له الدليل أني كنت مُحقة.

Manzara boyunca zamanın geçişini de yakaladım.
و التقطت أيضاَ تحول الوقت في جميع أجزاء المشهد.

Benim hikayem, bir konuşma işi için New York'tayken başlıyor. Eşim benim bu fotoğrafımı, kızımın birinci doğum gününde ben kızımı tutarken çekti. Biz 57. ve 5. caddelerin köşesindeyiz.
ان قصتي تبدأ عندما كنت في نيويورك لأجل ملتقى حوار وقد التقطت زوجتي هذه الصورة لي وانا أحمل طفلتنا في عيد ميلادها الأول .. عند تقاطع شارع 57 و 5

pek çok durumda ise, o fotoğrafları sizin çekmiş olmanız çok daha iyidir çünkü bu durumda telif hakkı davası açabilirsiniz.
وفي الكثير من الولايات، ستكون أفضل حالاً إذا التقطت صورك بنفسك لأنه عندها يمكنك رفع دعوى حقوق التأليف والنشر.

Tamamlandığında bu fotoğraf çekilmişti ve yalnızca bir yıl sonra böyle görünüyordu.
هذه الصورة التقطت في يوم التدشين وهذه الصورة تبين حال الارض بعد عام عليه

Uydular Pamir Dağları çevresinde etrafa yayılan nükleer serpinti bulutları tespit ettiler.
التقطت الأقمار غباراً ذريا في جبال ـ باميير ـ

Her gece oraya gidip resimlerini çekmişsin.
لقد كنت هناك في كل ليلة لقد التقطت صورهم