"التقيتك" - Translation from Arabic to Turkish

    • tanıştığım
        
    • tanıştığımda
        
    • tanışana
        
    • tanıştığımızda
        
    • tanıdığım
        
    • tanıştım
        
    • gördüğümde
        
    • Seninle tanıştığımızdan
        
    • gördüğüm
        
    • tanıştığımız
        
    • tanıştığımdan
        
    Sen ve şeker şeyle tanıştığım gün, 6 yıl içindeki 5. temyiz duruşmamdı. Open Subtitles اليوم الذي التقيتك فيه يا شورتي الظريف كان استئنافي الخامس في ست سنوات
    Stevie, seninle ilk tanıştığımda, dürüst olmak gerekirse kancığın tekiydin. Open Subtitles عندما التقيتك أول مرة، سأكون صادقاً معك، كنت مدلل وتافه
    Hayır, çünkü seninle tanışana kadar arkadaşın ne demek olduğunu bilmiyordum. Open Subtitles لا، لا، لأن الى ان التقيتك لم أكن اعرف معنى الصداقة الحقيقة فعلا
    Seninle ilk tanıştığımızda tam bir kaşar olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles أتعلمين، حين التقيتك أوّل مرّة توسّمتك عاهرة حقيقيّة
    Seni tanıdığım günden beri insanlar bizi ayırmaya çalışıyor. Open Subtitles منذ ان التقيتك و الناس يحاولون ان يفرقوا بيننا
    İsmimi değiştirdim, hayatıma devam ettim ve seninle tanıştım. Open Subtitles ‫وتابعت التنقّل ثم التقيتك ‫أعلم أنه من الصعب تصديق ذلك
    Seni son gördüğümde deli gibi konuşuyordun yaptığın kötülüklerden dolayı kaderinin bağlandığını söylüyordun. Open Subtitles اسمعني، لما التقيتك آخر مرّة، كلّمتني كمجنون إذ قلت إن مصيرك حددته الشرور التي ارتكبتَها.
    Seninle tanıştığımızdan beri, ninjalık amacım seni harika bir ninja yapmak olarak değişti. Open Subtitles منذ أن التقيتك,طريقتي في الننجا تحولت إلى أن أجعل منك ننجا رائع
    Sizi gördüğüm ilk günden beri size karşı koyamıyorum! Open Subtitles لا استطيع مقاومتك منذ اول يوم التقيتك فيه
    Dublin'de, ilk tanıştığımız zamanki gizli kimliğini anımsattı bana. Open Subtitles يذكرني بك وأنت متخفٍ في دبلن أول مرة التقيتك فيها
    Sizinle tanıştığımdan beri benden bilgi saklayıp durdunuz. Open Subtitles أخفيت عنّي معلومات منذ التقيتك...
    Los Angeles için yola çıktığım gece, uçakta seninle tanıştığım gece... Open Subtitles ليلة مغادرتي لـ لوس انجلس الليلة التي التقيتك فيها على الطائرة
    Ama seninle tanıştığım günden beri serseri çıldırmışsın. Open Subtitles انا اكرة ان اكسر ارساله لك حبيبي لكن كنت مثل الخفافيش المجنونة منذ اليوم الذي التقيتك به
    Aslında ilk defa bir başkasında kendimden bir parça görmem seninle tanıştığım gün oldu. Open Subtitles بالواقع، أول مرة رأيت نفسي في شخص آخر، كان يوم التقيتك.
    Seninle ilk tanıştığımda dünyada kalan tek kadın olduğunu düşünmüştüm. Open Subtitles لمّا التقيتك أوَّل مرّة، خلتك آخر امرأة على وجه الخليقة.
    Sanırım bu doğru, çünkü seninle tanıştığımda aşk aklımdaki son şeydi. Open Subtitles أظن ان ذلك صحيح لأنه عندما التقيتك الحب كان آخر ما ببالي
    Sen... zaten zamanda sıkışmıştın, ta ki biz tanışana kadar, ama şimdi her şey... ülkenin kaderi, Open Subtitles أنت بالفعل .. قد تم انقاذك من الموت لقد علقت في الزمن حتى التقيتك
    Sadece seninle tanışana kadar bunu hiç fark etmemiştim. Open Subtitles إنما لم أدرك ذلك حتى التقيتك.
    Gerçekten mi? tanıştığımızda köpeğin olduğunu söylememiştin. Open Subtitles فلم يكن لديك كلب عندما التقيتك
    tanıştığımızda sana söylemiştim artık baban gibi bir Essex cadısı değilsin. Open Subtitles ...لقد اخبرتك عندما التقيتك أول مرة أنت لست مجرد ساحرة نكرة من سحرة ويسكس مثل ما كان والدك
    Yani seni tanıdığım zaman içinde Seo Yi Soo, Her şeyi samimiyetle yaptım.. Open Subtitles منذ اللحظة التي التقيتك فيها سيو إي سوو فعلت كل شيء بصدق
    Bir daha asla mutlu olamayacağım derken seninle tanıştım. Open Subtitles لم أتوقع أن أسعد مجددًا ثم التقيتك.
    Seni ilk gördüğümde ruhuma dokundun. Open Subtitles أول مرة التقيتك , يومها لامست روحي.
    Seninle tanıştığımızdan beri uykularım kaçıyor. Open Subtitles فقدت فراشي منذ التقيتك
    Seni ilk gördüğüm andan itibaren seviyorum. Open Subtitles لقد احببتك منذ أن التقيتك
    tanıştığımız gece söylemiştim sana... Open Subtitles اخبرتك في اول ليلة التقيتك بها
    Seninle tanıştığımdan beri.. Open Subtitles منذ ان التقيتك...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more