Yanılmıyorsam, sen Baxterların haydutlarıyla tanıştın. | Open Subtitles | ان لم اكن مخطئا التقيت بهم اليس كذلك |
Yanılmıyorsam, sen Baxterların haydutlarıyla tanıştın. | Open Subtitles | ان لم اكن مخطئا التقيت بهم اليس كذلك؟ |
Onlarla nasıl tanıştın? | Open Subtitles | كيف التقيت بهم ؟ |
Tanıdığım herkese sormaya başladım, yolda tanıştığım insanlara bile, onlara neşe veren şeyleri sordum. | TED | وبدأت بسؤال كل من أعرفهم، وحتى الذين التقيت بهم لتوي في الشارع، عن الأشياء التي تجلب لهم البهجة. |
Hatta geçenlerde Harvard'da tanıştığım bir arkadaşımla çok yakında Hindistan'da da bu organizasyonu başlatacağız. | TED | في الحقيقة سوف أقوم بفتح فرع أيضاً في الهند قريباً مع أحد الأصدقاء الذين التقيت بهم في جامعة هارفارد |
Onunla tanıştın mı? | Open Subtitles | هل التقيت بهم بعد؟ |
Onunla tanıştın mı? | Open Subtitles | هل التقيت بهم بعد؟ |
Onlarla tanıştın mı? Ne? | Open Subtitles | هل التقيت بهم |
Bu tanıştığım adamların tutkuları için neler yaptıklarını fark ettim. | TED | وأدركت أن سبب هذا هو أن الرجال الذين التقيت بهم شديدي الشغف لما صنعوه |
Benim planım değil, Jack. Batı Los Angeles'ta tanıştığım kaçıkların planı. | Open Subtitles | ليس أنا جاك إنهم الغرباء الذين التقيت بهم في غرب لوس أنجلوس |
En azından bu sayede, seyehatim sırasında tanıştığım insanları hatırlatacak bir şeyim olacak. | Open Subtitles | علي الأقل استطيع الحصول علي شيء بهذه الطريقة لتذكيري بجميع الناس التي التقيت بهم خلال الطريق |
tanıştığım yöneticilerden biri, konuşmamızın başında bana "Linda ben liderlik hakkında kitaplar okumuyorum. | TED | أحد القادة الذين التقيت بهم قال لي: "ليندا، أنا لا أقرأ الكتب المتعلقة بالقيادة. |
"Sevgili Woodrow,sen daha önce tanıştığım adamlara benzemiyorsun. " | Open Subtitles | "عزيزي (وودرو)، عليّ الاعتراف بأني مندهشة، "فأنت مختلف عن سائر الرجال الذين التقيت بهم." |