Bakın, ben sizin gibi canlı, hayat dolu izleyiciler karşısında bu konu hakkında konuşmak konusunda düşündürücü fikirlere sahiptim. | TED | انظروا، كنت أعيد النظر، حقيقة، فيما هل يمكنني التكلم عن موضوع كهذا لجمهور حيوي وفي مثل نشاطكم. |
Bunun yerine, hepimizin hayırseverliği hakkında konuşmak istiyorum: hayırseverğin demokratikleşmesi. | TED | بدلاً ، ما أريد أن أفعله هو التكلم عن تطوع كل منا ديمقراطية العمل الخيري |
Bir skandal hakkında konuşmaya başlanınca başka bir şeyden bahsetmek zordur. | Open Subtitles | حالما يبدأ الناس بالتكلم عن فضيحة يصبح من الصعب التكلم عن أي شيء آخر |
Bu konuda konuşmak istemiyorum. Kızlardan bazılar, benim kızım değil ama diğer bazı kızlar Maia'ya sataşıyorlardı. | Open Subtitles | لا أريد التكلم عن ذلك الموضوع من الضيوف كانوا يضايقون مايا |
Bununla ilgili konuşmak istemediğimi söyledim. Susun! | Open Subtitles | لقد قلت لك من قبل أنني لا أريد التكلم عن هذا |
Mesela fakirler bütün gün zenginler hakkında konuşabilir. | Open Subtitles | مثلاً الفقراء يمكنهم التكلم عن الأغنياء طوال الوقت |
Bizim evimize de gelirsen dekor konusunda konuşabiliriz. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تأتي لمنزلنا، ويمكننا التكلم عن الديكور. |
- Seni görmek istemiyordur belki. - Bence kendi adına konuşabilir. | Open Subtitles | .ـ ربما إنه لا يود رؤيتك ـ أظن إنه بمقدوره التكلم عن نفسه |
Aslında, başka bir şey hakkında konuşsak olur mu? | Open Subtitles | في الحقيقة . أيمكننا التكلم عن شيئٍ أخر ؟ |
Benim Zee hakkında konuşmayı bırakırsan Sadie'nin kadın olduğunu kabul ederim. | Open Subtitles | سأقر بأن سادي امرأة إذا كففت عن التكلم عن زي خاصني |
Bunun hakkında konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد التكلم عن ذلك، فنجان الشارب اللعين |
Bu şekilde acımızı boşaltıp bir daha da bu konu hakkında konuşmak zorunda kalmayız. | Open Subtitles | بذلك سنتخلص من كآبتنا ..و بعدها لن يتوجب علينا التكلم عن الموضوع على |
Çocuklarımız hakkında konuşmak yerine neden şöyle derin bir nefes alıp okul için en iyisini, yani toplumumuzu düşünmüyoruz. | Open Subtitles | لكن أعتقد بدلاً من الوقوف و التكلم عن أبنائنا ينبغي علينا أن نأخذ نفس عميق و التحدث حول ما هو أفضل للمدرسة, المجتمع |
Ve takılıp kaldığımda başka bir şey yapmak müzik dinlemek, sopa çevirmek, başka şeyler hakkında konuşmak bana yardımcı olur. | Open Subtitles | وعندما أكون عالق، فعل شيئ آخر يساعدني.. الإستماع للموسيقى، تدوير هراوة، التكلم عن شيء آخر. |
sen düğünden bahsetmek istiyordun. Değil mi? | Open Subtitles | لقد اردت التكلم عن الزفاف, صحيح؟ |
sen düğünden bahsetmek istiyordun. Değil mi? | Open Subtitles | لقد اردت التكلم عن الزفاف, صحيح؟ |
Nazar değdiririm diye bu konuda konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أود التكلم عن هذا الأن لأنه سينحسه |
Saçmalık bu! Artık bu konuda konuşmak istemiyorum ben. | Open Subtitles | لا أريد التكلم عن الأمر مجدداً |
Zavallı olmakla ilgili konuşmak ister misin? | Open Subtitles | أتريدين التكلم عن المثير للشفقة؟ |
Bununla ilgili konuşmak bir şeyi değiştirmeyecek. | Open Subtitles | التكلم عن ذلك لن يغير شيئاً؟ |
Zihinsel olarak hisleri ve düşünceleri hakkında konuşabilir, ...ve kendinden çok başkaları için endişelenebilir. | Open Subtitles | عقلياً, كانت لديه القدرة على التكلم عن أفكاره ومشاعره فيما يكون التركيز أقل على نفسه والإهتمام أكبر بالآخرين |
Mazur görün ama limanda alıkoyulan gemi hakkında konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | اغفري لي جراتي , لكني تساءلت ان امكنني التكلم عن سفينتك المحتجزة في الميناء |
Daha iyi olabilmen için ne yapabileceğimizi konuşabiliriz. | Open Subtitles | ظننت ربما يمكننا التكلم عن طرق كيف يمكنك أن تتحسن. |
Kendi adına konuşabilir herhalde. | Open Subtitles | أفترض بأنهُ يستطيع التكلم عن نفسهِ |
Şu anda kafam bir milyon. Yarın konuşsak olmaz mı? | Open Subtitles | إنني منتشية جداً أيمكننا التكلم عن ذلك في الغد؟ |
Lütfen ayağın hakkında konuşmayı kes ve gitmiyoruz. | Open Subtitles | ارجوك اوقف التكلم عن اقدامك نحن لن نغادر |
Kendisini nasıl ölmüş gibi gösterdiğini bilmediğimizi konuşalım mı? | Open Subtitles | التكلم عن كيفية تزييف موتها ونحن لم نعرف؟ |
Tüm gün oturup sevgi hakkında konuşabilirim. | Open Subtitles | يمكنني التكلم عن الحب طوال هذا اليوم القائض |