Onunla konuşmak istediğimi düşünmen ilginç. Zira burası senin evin. | Open Subtitles | أن تعتقدي بأني أريد التكلم معها في حين أن هذا بيتك |
Onunla konuşmak istediği şeyin de bu olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هذا ما قالته هي و أنه أراد التكلم معها بخصوصه |
- Hemen eve gel. - Onunla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | تعالي للبيت حالاً أريد التكلم معها |
- Onunla konuşabilir miyim? | Open Subtitles | - هل أستطيع التكلم معها ؟ |
Sana onunla konuşmanı söylemiştim! | Open Subtitles | طلبت منك التكلم معها! |
Onunla konuşmayı denedim, ama korkuyordu. | Open Subtitles | حاولتُ التكلم معها بشأن ذلك لكن أعلم إنها خائفة. |
Eğer bir Fransız restoranı açıyorsan, onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | ،إن كنت ستفتتحين مطعماً فرنسياً فهي من يُفترض بك التكلم معها |
Luc, er ya da geç Onunla konuşmak zorundasın. | Open Subtitles | سيكون عليك التكلم معها آجلا أو عاجلا |
Onunla konuşmak istiyorum. Ona ne olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد التكلم معها |
Onunla konuşmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد التكلم معها |
Onunla konuşmak zorundayız. Hayır hayır, sorun yok. Sadece gergin. | Open Subtitles | عليّ التكلم معها - لا، إنها بخير .. |
Tamam. Onunla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أود التكلم معها. |
Onunla konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التكلم معها |
Sana onunla konuşmanı söylemiştim! | Open Subtitles | طلبت منك التكلم معها! |
Bak, Onunla konuşmayı denerim, ama Amy çok katı biridir. | Open Subtitles | أنظر, بإمكاني التكلم معها حوله لكن إيمي شخص صعب جداً التعامل معها |
Onunla konuşmayı seven sensin. | Open Subtitles | يُفترض بك التكفل أنت من تحب التكلم معها |
Kongre üyesi Clements burada, onunla konuşmalısın. | Open Subtitles | هناك عضوة الكونجرس كليمينتس, يجب عليك التكلم معها |