Sınavlar için hazırım ama o, beni tahmin edilemez buluyor. | Open Subtitles | أنا مستعد للمحن لكنه يشعر أنه لا يمكن التكهن بتصرفاتي |
İki yaşında. Duruştan da tahmin edebileceğiniz gibi, kendinden emin bir çocuktum - ve sebepsiz yere değil. | TED | العمر ٢ يمكنكم التكهن من قرفستي انني كنت ولد واثقٌ من نفسه. وليس بدون سبب. |
Tabii bunun sonuçları öngörülemezdi, sonucu tahmin etmek mümkün değildi. | Open Subtitles | فأن العواقب لن يكون من الممكن التكهن بها لم يكن بمقدورنا توقع ماذا ستكون النتيجه |
Hayır. Başını tahmin edebilirim. Anlayabildiğim kadar. | Open Subtitles | كلا،سأتمكن من التكهن بما فيها وسأفهم بقدر ما أستطيع |
Şimdilik sadece tahminde bulunup bizi bekliyor olabilen büyüleyici dış dünyaları hayal edebiliriz. | Open Subtitles | في الوقت الراهن،يمكننا التكهن فقط، والحلم بالعوالم الرائعة التي تنتظر هناك |
Buraya girmek için ne yaptı bilmiyorum. spekülasyon yapmaktan da nefret ediyorum. | Open Subtitles | اِنظر, لا أعلم ماذا فعلت لكي تصل إلى هُنا, أنا لا أحبّ التكهن. |
...sorun değil.Gereken değişkenleri bilirsen, sonuçları da tahmin edebilirsin,.. | Open Subtitles | بمعني أننى أعرف ما يكفي من المتغيرات ليمكننى التكهن بما سيسفر عنه |
Havayı tahmin eden fuel-oil fiyatını da eder. | Open Subtitles | إذا أمكنك التنبؤ بالطقس يمكنك التكهن بسعر النفط الساخن |
Kaçtıktan sonra nerelere gidebileceğini tahmin etmek, oldukça güç. | Open Subtitles | من الصعب التكهن أين يضع خطواتهُ الأولى خارج السجن |
Nasıl evrimleşeceğini tahmin edemeyiz | Open Subtitles | ولكن لايمكننا التكهن بالفعل،عن مدى تطورك |
Evet, tahmin edilemeyen, sorunlu bir tip olmalı. | Open Subtitles | شخص لا يمكن التكهن بما سيفعل شخصا مصاب بمرض عقلي |
Yükselen dumanın hareketlerinden geleceği tahmin etmek ince bir iştir. | Open Subtitles | التكهن بالمستقبل من خلال مراقبة تحركات ارتفاع الدخان، |
- Sadece adli tıptan adamlar gelip, bana daha kesin bir cevap verene kadar tahmin yapmayı sevmem. | Open Subtitles | التكهن بينما يستطيع أن يأتي الطبيب الشرعي لهُنا ويعطينا أجابات أكثر دقة |
Bir sonraki sismik dalgalar tahmin kentte birçok bina tahrip edebilir. | Open Subtitles | جميع التكهن بأن الموجات الزلزالية المقبلة يمكن هدم العديد من المباني في المدينة. |
Şu tuhaf tipler ellerinde bir çubukla yürüyüp suyun yeraltında nerede olduğunu tahmin etmeye çalışırlar yan hani? | Open Subtitles | أولئك الغريبي الأطوار الذين يتجولون وهم يحملون عصي، يحاولون التكهن باين توجد المياه الجوفية. |
O şeyi gemiden attıktan sonra zekâsı hakkında tahmin yürütebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا التكهن حول ذكائه بعد أن نحصل عليه من هذه السفينة. |
- Daha az tahmin edilebilir oluyorlar mı? | Open Subtitles | هل يكونوا أقل توقعاً من حيثُ التكهن بتصرفاتهم قط ؟ |
Aşırı aptal olmanızın dışında çok da tahmin edilebilirsiniz. | Open Subtitles | بخلاف غبائكم الرهيب، يسهل جدًا التكهن بتصرفاتكم. |
Bu yoğunluğun hangi şekli alacağını söylemek zordur. Çünkü bu büyük oranda tabiatı gereği tahmin edilmesi zor olan sosyal ve teknik gelişmelere bağlıdır. | TED | ومن الصعب التكهن بشكل هذا التزايد لأنه يعتمد وبشكل كبير على الإبتكارات الإجتماعية والتقنية والتي يصعب التكهن بها بطبيعة الحال |
Tuğla olup olmadığı ile ilgili tahminde bulunamayız ama bu maddenin yüksek oranda tuğla özelliği gösterdiğini söyleyebiliriz. | Open Subtitles | لا يمكننا التكهن بشأن ما هو ،و هذه ليست بطابوق. يكفي قول هذا فهذه المواد لديها صفات كثيرة تشبه الطابوق. |
Bu sıra dışı davranışın arkasındaki gerçek nedenler konusunda sadece spekülasyon yapabiliriz. | Open Subtitles | لا يسعنا إلا التكهن.. عن السبب الحقيقي لهذا السلوك الغير اعتيادي. |