Hangi tip kristallerin oluşmasının mümkün olduğunu simetri matematiği ile anlayabiliyoruz. | TED | أي بنية بلورية يمكن الحصول عليها يمكن أن تفهم عبر رياضيات التماثل. |
Fakat biyolojinin daha büyük ölçeklerinde, simetri gerçekten önemli çünkü genetik bilgiler ile bağlantılar içeriyor. | TED | لكننا نجد أن التماثل جد مهم، على مستوى المشهد البيولوجي العام، لأنه يكشف عن المعلومات الجينية. |
Yani simetri genetik bilgi takasını yapabilmemizi sağlayan bir dildir. | TED | فبذالك يشكل التماثل لغة تساعد على إيصال المعلومات الجينية. |
Ve kendisini çok hızlı yayabilmek için simetrinin verimliliğinden yararlanıyor. | TED | وهو يستغل كفائة التماثل ليتمكن من التكاثر بفعالية. |
Bu Alhambra'daki Simetriyi gerçekten karakterize eden bir hareket. | TED | لكن الحركة هي التي تميز التماثل بداخل قصر الحمراء. |
Nihai gerçekliği kavramaya çalışan filozoflar için eskiden beri önemli bir mesele olan şey gece gördüğümüz gökyüzünün genişliği, erişilemezliği, simetrisi ve sonsuzluğudur. | Open Subtitles | إنها تلك المساحة الشاسعة وعدم التماثل والوصول، وديمومة السماء ليلاً التي جعلت نفسها موضوع طبيعي للفلاسفة |
Galois'ya göre bu sıfırıncı simetri idi. | TED | و كان هذا التماثل رقم صفر بالنسبة لڴالوا. |
Beş farklı simetri ve tabi ki bir de onu kaldırıp olduğu yere bırakınca oluşan sıfırıncı simetri. | TED | خمس تماثلات و التماثل الصفر حيث أرفعه و أضعه في مكانه. |
Simetriler birbirleri ile etkileşince başka bir tür simetri işliyor. | TED | كما أن هنالك نوع من التماثل في الطريقة التي تتفاعل بها التماثلات. |
Sanki simetri için geliştirilmiş bir sayı fikri gibi. | TED | كأنما قمنا بتطوير مفهوم العدد من أجل التماثل. |
Anladım. Eskisi gibi simetrik olmayabilirmiş. Ama simetri her şey demek değil zaten | Open Subtitles | قالوا إنّه قد لا يكون متماثلاً كالسابق ولكن التماثل ليس كلّ شيئ |
simetri ayrıca bize Cern'deki Büyük Hadron Çarpıştırıcısı'nda neler döndüğünü açıklamamıza yardımcı olabilir. | TED | يساعدنا التماثل أيضا على تفسير ما يحدث ب " مصادم الهادرون الكبير" في لابوراتوار "سيرن" |
Galois için simetri, onun sabit ve ölümcül olduğunu düşünen Thomas Mann'dan farklı olarak, bütünü ile hareketle ilgiliydi. | TED | إن التماثل بالنسبة لڴالوا - على عكس طوماس مان، الذي يراه ساكنا و مميتا -- إن التماثل بالنسبة لڴالوا يتجسد في الحركة. |
- Bu sadece simetri istediğimden. - O da ne demek yahu? | Open Subtitles | إنني أريد فقط التماثل - وماهذا الأن بحق الجحيم ؟ |
Bu yüzden Alhambra'da simetrinin nasıl da her yerde olduğu konusunda onun gözlerini açmak istedim. | TED | و هكذا أردت أن أفتح عينيه على وجود التماثل عبر أنحاء قصر الحمراء. |
Sayıları bir kenara bıraksanız bile, simetrinin güzelliğini görebilirsiniz. | TED | يمكنكم أن تروا، حتى إن لم تهتموا بالأرقام، جمال التماثل. |
Şimdi size açıklayacağım, belki biraz da matematiksel açıdan zorlayacağım-- yani kendinizi hazırlayın kendinizi bizi simetrinin ne olduğunu çözmemizi sağlayacak bu dilin nasıl çalıştığını anlamaya zorlayın. | TED | و بهذا سأقوم بقيادتكم، ربما أضغط قليلا على معلوماتكم الرياضية - فتمسكوا جيدا - سأدفعكم قليلا لفهم هذه اللغة، التي تمكننا من فهم التماثل. |
Çünkü Simetriyi sağlamak zordur. | TED | لأنه من الصعب الحصول على التماثل. |
Haklısın. Sanırım Simetriyi kırdık. | Open Subtitles | صح، أظن أننا حطمنا التماثل |
Tabi canım... Simetriyi severim. | Open Subtitles | أجل، أنا أحب التماثل |
Yüzünün simetrisi. | Open Subtitles | التماثل الواضح للوجه |