Tepede erzak aracının yanında kalacaksın, güvende. | Open Subtitles | سوف تبقى على التلال، في أمان مع قافلة عربات التموين |
erzak temini konusunda çözüm bulmama izin verin general. | Open Subtitles | من فضلك اسمح لي أن أحاول إصلاح الطريقة التي يتم بها إعادة التموين أيها الجنرال |
- Evet, ikmal biriminden üst düzey bir adam. Çevresi geniş biri. | Open Subtitles | أجل ، رجل ذو شأن مسؤل عن مخزن التموين العسكري |
Yola devam etmeden önce dinlediklerini ve ikmal yaptıklarını iddia ediyorlar. | Open Subtitles | يزعمون أنهم يرتاحون ويعيدون التموين قبل الترحال |
Tuvalete gittiği zaman onu derhal yakalayacak onu doğruca Yemek minibüsüne götüreceğiz. | Open Subtitles | ،عندما تتوجّه إلى الحمّام ذلك حينما نمسكها ونأخذها إلى شاحنة التموين |
Topçuluk, yeni silahlar, lojistik ve insan gücü. | Open Subtitles | دروس عن المدفعية، الأسلحة الجديدة التموين ، والقوى البشرية |
Erzakların burada... şeker, yumurta, un... ihtiyacın olan her şey. | Open Subtitles | -هذه هو التموين سكـر, بيض, دقيق, كل ماهو مطلوب |
Ve Kraliçe'nin Çeyizi'ni, Sancak gemisi Capitana'dan erzak gemisine getirdi. | Open Subtitles | ونقل مهر الملكة من الكابيتانا إلى سفينة التموين. |
Ve Kraliçe'nin Çeyizi'ni, Sancak gemisi Capitana'dan erzak gemisine getirdi. | Open Subtitles | ونقل مهر الملكة من الكابيتانا إلى سفينة التموين. |
Zaten erzak kısıtlı. Milleti açlıktan öldüreceksin. | Open Subtitles | نُعانى من نقص فى التموين . وستكون أنت سبب موتنا جوعاً |
Uluslararası sular, erzak temin edecek kadar kıyıya yakın. | Open Subtitles | المياه الدوليّة والبحر الهادء، هذا قريب كفاية من اليابسة لأجل التموين |
İkmal mührü dikkatinizi çekecektir. | Open Subtitles | سوف تلاحظ ختم مخزن التموين العسكري |
Ve ikmal yapmaya çok ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ونحن في حاجة ماسة إلى إعادة التموين |
Tahıl ikmal rakamları nerede? | Open Subtitles | أين أعداد حبوب التموين ؟ |
Görünen o ki keskin nişancılarımız düşmanın acil ikmal yolundaki projeksiyonları söndürmüşler. | Open Subtitles | (يبدو إنّ رماتنا يسقطون هذه الـ(بيمرز في طرق التموين الخاصة بهم مما جعل العدو مضطرباً |
Yemek kamyonunun içinde, Arena'ya yolluyor. | Open Subtitles | وهو إرساله إلى الساحة داخل شاحنة التموين. |
Sınav gecesi için Yemek işini halletmeyi zavallı Hector'ın üstüne attım. | Open Subtitles | فقط ربطت هيكتور المسكين في ترتيب التموين لأجل يوم الامتحان. |
Treadstone Operasyonu'nda görev almıştı, lojistik biriminde. | Open Subtitles | هي كَانتْ حجارةَ خطوةِ. التموين. |
lojistik, istihbarat, ve para. | Open Subtitles | , التموين , الأستخبارات والمال |
Erzakların burada... şeker, yumurta, un... ihtiyacın olan her şey. | Open Subtitles | -هذه هو التموين سكـر, بيض, دقيق, كل ماهو مطلوب |