Ve sonra son olarak programcı kalp krizi geçirdiğiniz seviyeyi Uyarı seviyesi olarak ayarlayacak. | TED | ثم أخيرا ، سيقوم مبرمج بتحديد مستوى التنبيه و هو المستوى الذي يدل على أنك مصاب بنوبة قلبية |
Ama Uyarı ve bant tozla kaplanmış durumda bu da asansörün kayda değer bir süredir kullanım dışı olduğunu göstermekte. | Open Subtitles | لكن التنبيه مع الشريط غطتهم طبقة من الغبار, مما يدل على أن المصعد كان لايعمل المهم هو مقدار الوقت. |
Bu alarm defalarca yapıldı ama hep yanlış alarm oldu. | TED | وقد أثير هذا التنبيه في العديد من المرات، ولكنه كان دائمًا إنذارًا كاذبًا. |
alarm şirketi, tuş takımı aracılığıyla bir telefon hattı sağlıyor. | Open Subtitles | كذلك , فإن الشركة تدير التنبيه خط الهاتف من خلال اللوحة التي تعمل باللمس. |
Değillerse, gözcü kız alarmı çalardı. | Open Subtitles | والا كانت الفتاه فى المراقبه ستضرب جرس التنبيه |
Tam alarmı söylüyordum ki, başka bir şey oldu. | Open Subtitles | كنت أريد أن أذكر التنبيه ، ولكن حدث شيء آخر. |
Adamı geçtiğimde, "Hey, Uyardığın için teşekkürler!" diye bağırmaya başladı. | Open Subtitles | و عندما تجاوزته صرخ علي ! و قال: شكرا على التنبيه |
Acil Uyarı sistemi aktive edildi. | Open Subtitles | قد تم تفعيل نظام التنبيه في حالات الطوارئ |
Peki, bu bir Uyarı atışıydı, ve ben de uyarıyı alıyorum. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد كان إطلاق تنبيه وسآخذ التنبيه عين الاعتبار |
- Çoklu Tehlike Uyarı Merkezi'ne gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى مركز التنبيه من التهديدات المتعددة. لماذا ؟ |
Uyarı tüm New York City memurlarına ulaştı ve biz de her ihtimale karşı polis ekiplerini izliyoruz. | Open Subtitles | و سيكون التنبيه عِند كل ضباط شرطة نيويورك و سنراقب موجة الشرطة لأجل ذلك |
alarm için gelmiş olmalılar. | Open Subtitles | لعنة. يجب أن يكون المرسلة إيقاف التنبيه. |
Sana nasıl bir alarm kurmak istediğimi anlatayım, Ryder. | Open Subtitles | انا اقول لكم ان هذا النوع من التنبيه يهمني تثبيته ، يا رايدر |
Doğu tarafında alarm çalmaya başladığı zaman herkes bu kapıdan tahliye edilir. | Open Subtitles | عندما يتم تشغيل التنبيه في الجانب الشرقي من المصنع، الكل سيخرج من هذا الباب. |
alarmı kurdum, duyduğun zaman onu beslersin. | Open Subtitles | لقد شغلت جهاز التنبيه عندما تسمعه يتوقف، شغله |
Yarın okula gidiyor. alarmı kurar, erken kalkarım. | Open Subtitles | غدا سأذهب إلى المدرسة سأضبط جهاز التنبيه لأنهض مبكرا |
Yarın okula gidiyor. alarmı kurar, erken kalkarım. | Open Subtitles | غدا سأذهب إلى المدرسة سأضبط جهاز التنبيه لأنهض مبكرا |
Aslında öğrenciler. Uyardığın için sağ ol. | Open Subtitles | بالواقع , انهن طالبات شكرا على التنبيه |
Uyardığın içi sağ ol. | Open Subtitles | حسناً شكراً على التنبيه - لا شكر على واجب - |
Bilgilendirdiğin için teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً على التنبيه |
Kendine of çek, önceden Haber vermeyen velet. | Open Subtitles | يا إلهي، يا فتاة دون التنبيه المسبق. |
Şu alarmcı adamı halletmemiz için. | Open Subtitles | هاه؟ لتصل إلى الرجل التنبيه |
Shanw'nın alarmını ve güvenlik sistemini kapatabilirim ama sadece 90 saniyeniz var. | Open Subtitles | الآن يمكنني إيقاف نظام التنبيه ونظام الحماية ولكن التوقف سيدوم فقط لتسعون ثانية |
Son dakikada eklenmişsiniz ve benim onayımı almamışsınız. Tehlike işareti bu. Şimdi ya siz gidersiniz ya da zorla gönderirim? | Open Subtitles | إضيفت في أخر دقيقه ولم أوفق عليها هذا هو التنبيه الاخير هل سوف تذهب أم أجعلك تذهب؟ |