Tundra beslenmeyi kısıtladığında, et hayattır. | Open Subtitles | حيث التندرا المجمّدة وموارد زراعية محدودة ، فاللحوم بمثابة الحياة. |
Uzun bir yolculuktu ama Tundra, kısa bir süre için otlayan bir canlı için ideal. | Open Subtitles | انه طريق طويل السفر ، ولكن لفترة قصيرة التندرا هي المكان المثالي للماشية |
Daha güneyde Tundra, daha büyük avcıları da barındırır. | Open Subtitles | بعيدا للجنوب ،مفترسون اكبر حجما يَطُوفُون التندرا. |
Daha güneyde eğrilmiş ve örtülmüş şekiller tundranın düzlük manzarasını sonlandırıyor. | Open Subtitles | ،عميقاً إلى أقصى الجنوب تكسر الأجسام المعتكفة المكفّنة جمود وسكون التندرا |
Daha güneyde eğrilmiş ve örtülmüş şekiller tundranın düzlük manzarasını sonlandırıyor. | Open Subtitles | ،عميقاً إلى أقصى الجنوب تكسر الأجسام المعتكفة المكفّنة جمود وسكون التندرا |
Kazlar yaz sonuna ve kış onları güneye sürene kadar tundrada otlamaya devam edecek. | Open Subtitles | الأوز سَيَستمرُّ برِعاية التندرا حتى النهاياتِ الصيفيةِ، ثم سيُجبرونَ للتَوَجُّه جنوباً في الشتاء. |
Sıcaklıklar bu kadar yüksekken tırlar tundraya büyük zarar verir. | Open Subtitles | عربات (رولجيس) ستسبب ضرر فظيع لأقليم التندرا مع درجة الحرار وثقل تلك العربات |
Isınma tundrayı eritiyor ama sen bir ekşi gaz senaryosundan endişe ediyorsun. | Open Subtitles | ...الجليد يذوب، أقليم التندرا ومن ثمّ أنت قلق بشأن الغار الحامض |
Bu arazinin ötesinde Tundra boyunca 20 Kilometre yol gideceğiz. | Open Subtitles | الآن فقط كونوا على خط الملكية سوف نقطع 70 كم خلال التندرا |
Ve elleri dondurulmuş iki Tundra parçası gibiydi. | Open Subtitles | وكانت يديها مثل قطعتين مجمدة من التندرا. |
Eğer Tundra erir, büyük miktarda gaz atmosfere salınırsa küresel sıcaklık yükselir. | Open Subtitles | إذا ذابت (التندرا) وصدرت كمية كبيرة من الغاز فسترتفع درجات حرارة العالم |
Tundra tam donmuş sayılmaz. | Open Subtitles | أقليم التندرا مُجمد بالكاد |
Tundra ve permafrostu ısıtırsın ve çok fazla metan ve karbon dioksit gazı açığa çıkar, belki de o zaman sınırımızı aşmış olacağız. | Open Subtitles | ربما المرحلة الفاصلة هي زيادة حرارة (التندرا) بشكل كبير (لدرجة أن (الميثان (و (ثاني أكسيد الكربون ينبعثان من تلك التربة الشمالية |
Alınmayın, zaten çok da anladığımdan değil ama bir tundranın ortasındayız ve buradakilerin eğitim düzeyleri de pek yüksek sayılmaz. | Open Subtitles | دون إهانة.. وحقاً أنا لا أعرف عن أي شئ.. لكننا وسط غابات التندرا |
Diğerleri sınırı daha batıdan geçerek doğrudan tundranın ortasına ilerliyor. | Open Subtitles | من جهة الغرب, آخرون يعبرون الحدود. ويتوجهون تحديدا الى قلب التندرا. |
İnin, cininin top oynadığı bir tundrada yaşıyorum ben. | Open Subtitles | يعيشون في التندرا المجمدة غريب! |
Sizi lanet olası tundraya kadar kovalamanın hayranı değilim Coulson. | Open Subtitles | لم أكن مُعجباً بهذا الأمر قبل أن اجتاز سهول التندرا لمطاردتك يا (كولسون). |
Üç milyondan fazla Ren geyiği sürüyü takip edip geniş tundrayı geçerek kuzeye doğru göç ediyor. | Open Subtitles | تسافر "الرنة" إلى الشمال بطبيعتها تعبر ثلاثة ملاين من قطعان "الرنة" منطقة التندرا |