"التنصّت" - Translation from Arabic to Turkish

    • dinleme
        
    • dinlemeye
        
    • dinlemek
        
    • teller ve
        
    • dinlemede
        
    • dinleyemeyiz
        
    Meslektaşlarını hedef aldı ve eyalet dinleme kanunlarını çiğneyerek tepkilerini gizlice kayda aldı. Open Subtitles واستهدفت زملاءها في العمل وسجّلت سراً ردود فعلهم منتهكة بذلك قوانين التنصّت للولاية
    dinleme kapandı, kulübünden bir açık bulmaya çalışıyoruz. Open Subtitles تعطّل جهاز التنصّت لكننا نبحث عن جاسوس في ناديه الليليّ
    dinleme işi bitti böylece birilerini merkeze göndermemi söylediler. Open Subtitles تعطّل جهاز التنصّت فطّلب منا إعادة البعض منكم
    Söyle, toplanmayı bıraksınlar, dinlemeye devam ediyoruz. Open Subtitles قولي لهم أن يتوقّفوا عن التوضيب سنواصل التنصّت
    Ve Teğmen, eğer telefonları dinlemek dışında bir şey yapacaksan ilk bana haber vereceksin. Open Subtitles أيها الملازم، إذا أردتَ فعل شيء أكثر من التنصّت على الهواتف عليك أن تعلمني بذلك أولاً
    dinleme işi bitti. Kulübe koyduğumuz kamerada işe yaramıyor artık. Open Subtitles أجهزة التنصّت معطّلة وتلك التي في الملهى عديمة الجدوى
    Eğer dinleme işi bize adamları vermezse, zaten tutuklamayı istediği gibi yapabilir. Open Subtitles وإذا لم يعطنا التنصّت قضية يمكنه اتهامهم بالجرائم التي يريدها
    Ölü bir köpek için dinleme işini kapattırdım. Open Subtitles لكني خرّبتُ عملية التنصّت من أجل كلب ميت
    Tamam yeterince anladık. Hemen dinleme işine girelim. Open Subtitles حسنا ، سمعت ما يكفييجب أن نبدأ بكتابة معاملات التنصّت
    Biz dinleme iznini alana kadar, telefonlar çöpe gitmiş olur. Open Subtitles حالما تتمكن من مباشرة التنصّت تكون الهواتف قد رُميت
    Yani biz dinleme iznini aldığımızda iş işten geçmiş oluyor. Open Subtitles عند نتمكننا من مباشرة التنصّت تكون الفترة محدودة
    dinleme iznimiz var ve bunun ne zaman biteceğine hakim karar verir. Open Subtitles التنصّت جارٍ ، والقاضي هو من يُقرّر متى يتوقّف
    Ama yetmedi, dinleme istedin. Open Subtitles لكنها لم تكفِ ، إحتجتَ لباقي معدّات التنصّت
    Ama dinleme çok zaman alır ve sen kimsenin para kazanmadığını söylüyorsun. Open Subtitles لكن عمليّة التنصّت تستهلك الوقت وبما أنه لا يوجد تمويل..
    Adalet Bakanı dinleme yetkisini verdi. Open Subtitles النائب العام قد منح إذناً بمباشرة عمليّـات التنصّت.
    Ofise dinleme cihazı koyup davayı altüst ettiler. Open Subtitles لقد قاموا بدس أجهزة التنصّت بمكاتبنا وأفسدوا قضيّتنا
    Bir dedektörle gelip, dinleme cihazı aradı her yerde. Open Subtitles ظهر مع كاشف أجهزة التنصّت وبدأ يُفتّش المكان.
    Bu insanları dinlemeye almaktan belki de bir adım uzaktayız. Open Subtitles لم يبقى الكثير لنبدأ التنصّت على هؤلاء الأشخاص
    O numaraları ne kadar erken ele geçirirsek o kadar hızlı dinlemeye alabiliriz. Open Subtitles كلما أسرعنا بمعرفة أرقام ...الهواتف الجديدة كلما كنا أسرع في مباشرة التنصّت عليها
    Çok özür dilerim, gizlice dinlemek gibi bir niyeti yoktu ama burada duymamak mümkün değil. Open Subtitles أنا متأسفةٌ جداً، إنّها لم تقصد التنصّت,ولكن من الصعب عدم فعل ذلك في مثل هذا المكان
    Hala buna inanıyorsun öyle mi? Dikenli teller ve duvarlar, unuttun mu onları. Open Subtitles أراهن أنك ما زلت تصدق هذا، أدوات التنصّت والجدران، هل نسيت؟
    Şunu unutmayın, bu dinlemede her şey zamana karşı. Open Subtitles تذكروا أنه مع هذا التنصّت سنكون دائما في سباق ضد الوقت
    Bizim işimizle ilgili olmayan konuşmaları dinleyemeyiz. Open Subtitles إنه غير مراقب لا يمكننا التنصّت على حديث من هاتف عمومي غير مراقب

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more