Kendini organize eden desenlerin bu oyunda kendiliğinden ortaya çıktığını görürsünüz. | TED | حسنا ، سترى أنماط التنظيم الذاتي التي تحدث بصورة تلقائية في هذه اللعبة. |
Gana'daki insanlar kendinden organize olan desenleri bilirler. Bunu stratejik olarak kullanırlar. | TED | ويعرف الناس في غانا عن هذه الأنماط ذاتية التنظيم ويستخدمونها من الناحية الاستراتيجية. |
Son olarak şuna dikkat çekmek istiyorum kendi kendine organize olabilme fikri daha önce duyduğumuz gibi beyindedir. | TED | وأخيرا, أردت فقط أن أشير إلى أن هذه الفكرة من التنظيم الذاتي , كما سمعنا في وقت سابق, موجودة في الدماغ. |
organizasyon işe yarar, bu nedenle anlam çıkaracak şekilde yaptıklarımızı planlamalıyız. | TED | التنظيم يساعدنا, اذا نحتاج الى هيكلة ما نفعله بطريقة تجعل له معنى. |
İlginç olan bir şey daha şu: Gruplar spontane olarak karıştırıp ilave organizasyon katmanları ekliyorlar. | TED | المثير للإعجاب أيضًا هو أن المجموعات مُزجت من تلقاء نفسها وأضافت إليها طبقات إضافية من التنظيم. |
Birlik sana ot yemeye başlayacağımızı söyledi mi? | Open Subtitles | هل يخبركم التنظيم أن الأمر سينتهى بأن نأكل حشيش الأرض ؟ |
Bağlantısallık, egemenlik değil, insan türlerinin örgütlenme ilkesi oldu. | TED | التواصل، و ليس السيادة، التي أصبحت أساس التنظيم لفصيلة البشر. |
Aslında Google'ın bu kadar başarılı olma sebebi web'in kendini organize edebilme özelliğini ilk kullanan olmasıdır. | TED | في الواقع ، السبب ان غوغل لاقى مثل هذا النجاح أنهم كانوا هم أول من استفاد من خصائص التنظيم الذاتي على شبكة الإنترنت. |
Kendi kendine organize olabilme AIDS'in çok hızlı yayılmasında. | TED | التنظيم الذاتي هو السبب في أن فيروس الايدز ينتشر بسرعة كبيرة. |
Yani tamamen organize değilim ama organizasyonu adım adım yapılan bir iş olarak görüyorum ve o adımları atıyorum. | TED | لذلك أنا غير منظم تماما ولكن أرى التنظيم كعملية تدريجية وسأكون كذلك. |
Harekete geçebilmek için organize olmaya ve motive olmaya ihtiyacımız var. | TED | نحن بحاجة فقط إلى التنظيم والدافع لنبدأ بالعمل. |
Yani ilişkisel bir evrende bir kendi kendini organize etme sürecine ihtiyacımız var. | TED | لذا في الكون العلائقي يجب أن يكون لدينا عمليات من التنظيم الذاتي. |
Darwin hepimizi ve etrafımızda gördüğümüz herşeyi izah etmeye yeten kendi kendini organize etme sürecini ögretti bize. | TED | الآن، داروين علمنا بأنه هناك عمليات من التنظيم الذاتي، و التي تكفي لتفسيرنا و لتفسير كل شيء نراه، |
Gece tartışmalarımızdan birinde sanat ve organizasyondan ötesini gördük ve sanatın bir organizasyon olduğunu fark ettik. | TED | خلال أحدِ نقاشاتنا الّليلية المتأخرة، تأمّلنا في ما وراءِ الفنّ والتنظيم وبدأنا نرى أنّ الفنّ كانَ بالفعلِ هو التنظيم. |
Bu tamamen sıkıca, disiplinli bir organizasyon,... bir çok hücresi merkezi liderlik olmadan... hareket etme becerisine sahip. | Open Subtitles | إنها منظمة مُحكمة التنظيم ولديها خلايا عديدة قادرة علي العمل بأستقلال عن المركز |
Harika... çünkü burada ihtiyacımız olan şey biraz organizasyon. | Open Subtitles | أنه عظيمُ. لأننا كلنا نَحتاجُ قليلاً مِنْ التنظيم. |
Fakat şimdi şu organizasyon hakkında konuşmalısınız. Ona "program" diyordunuz ve onlardan kaçtınız. | Open Subtitles | "أما الآن، فأريدكِ أن تخبرينا بشأن التنظيم" الذي تسمينه "البرنامج" وقد هربتي منهم |
organizasyon, soruşturmamızın bir sonraki adımı için çok önemli: | Open Subtitles | التنظيم أمر مهم للغاية في المرحلة التالية من تحقيقاتنا |
Sea Org, kuruluşun en Birlik içinde olan grubu. | Open Subtitles | مُنظّمة البحر هى أعلى مراتب التنظيم فى المؤسّسة. |
örgütlenme Biçimleri insan doğası üzerinde derin bir etkiye sahip olabilir. | TED | أشكال التنظيم بإمكانها أن تُحدِثَ تأثيراً عميقاً على الطبيعة البشريّة |
Usta bir organizatör, ama her seyden önce atesli bir Nazidir. | Open Subtitles | كان بارعا فى التنظيم وفوق كل ذلك كان نازيا عنيدا |
Ama zamanın bu noktasında, bilimin gidebildiği kadarıyla, bu kendi kendini düzenleme. | TED | لكن في هذه النقطة في الزمن، بقدر ما يذهب العلم أنها ذاتية التنظيم. |