Ve etek oldukça kısa çünkü erkeklerin uzun bacaklardan hoşlandığını biliyor. | Open Subtitles | و التنورة القصيرة جداً لأنها تعرف أن الرجال تحب السيقان الطويلة |
ertesi sabah bütün parçaları alıp otel odamda birleştirdim. Ve bahsettiğim etek şuan üzerimde gördüğünüz etek. | TED | في الصباح التالي، أخذت كل القطع، وجمعتها في غرفتي في الفندق، و في الحقيقة هذه هي التنورة التي ألبسها الآن. |
Baba, onunla konuşsana. O eteği giymek için çok şişman. | Open Subtitles | أبي، قل لها انها بدينة بشدة ولاتصلح لها هذه التنورة |
Üzerinde deri eteği vardı gür saçları omuzlarına saçılmıştı. | Open Subtitles | وكانت ترتدي تلك التنورة الحريرية وكان لديها الكثير من الشعر على ذراعيها |
Sen de dar bir Eteğin içinde böyle göründüğünde sana da bedava olacak. Bu harika. | Open Subtitles | ستكون مجانية إذا بدوت مثلها في تلك التنورة الضيقة |
Sally de dün, geçen sezondan kalma etekle geldi. Hatırlıyor musun? Hani bir eteğim vardı ya? | Open Subtitles | و سالي التي أتت منذ أيام مرتدية تلك التنورة هل تذكر |
kıyafetlerimiz şu etek gibi dijital olduğu zaman dünyanın nasıl olacağını çok merak ediyorum. | TED | وأتسائل كيف سيبدو عالمنا عندما ستصبح ملابسنا رقمية، كهذه التنورة. |
- Tek istediğim küçük bir bluz... - Anlıyorum ama-- ...yanına da küçük bir etek. | Open Subtitles | أنا أريد فقط البلوزة الصغيرة و التنورة الصغيرة التي تجمع بينهما |
etek altına bakmak moda olmuştu, âdetler de takıntı haline gelmişti. | Open Subtitles | النظر تحت التنورة كان كل الغضب و فترة الدورة اصبح هوس المدرسة |
O etek biraz kısa değil mi tatlım? | Open Subtitles | هذه التنورة قصيرة بعض الشئ، أليس كذلك يا عزيزتي؟ |
Bence hasta olan etek değil, yönetim. | Open Subtitles | وأعتقد ان الإدارة هى المريضة وليست التنورة |
Kayıp Bavul, Parçalanmış Hayatlar ve etek Altı Rüyaları gibi çalışmaların sahibi bir belgeselci.. | Open Subtitles | صانع أفلام وثائقية، وأفلامه تشمل أمتِعة ضائعة، وحيوات متحطمة وأحلام التنورة |
O ekose eteği çıkarıp kitaplarını al. | Open Subtitles | فقط أنزعي تلك التنورة المنقوشة وضعي الكتب |
Bunun sadece cinsel bir şey olduğunu düşündüğünü biliyorum... ama inan ki, TV'de ne zaman... o küçücük eteği görsem... gözlerimi kapatıp söylediğin zekice şeyleri dinliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تظنين أن الأمر متعلق بالجنس لا أكثر ولكن أعدك أنه ف أى وقت أرى فيه تلك المؤخرة الظاهرة من التنورة على التلفاز |
eteği biraz kısa değil mi? | Open Subtitles | ألاّ ترى أن التنورة مرتفعة قليلاً عن الركبة؟ |
Büronun önünden geçişin amacı Eteğin varlığını göstermekse... tamamen başarısız olduğunu söylemek zorundayım. ... | Open Subtitles | لو كان المشى بجوار المكتب هو محاولة لتحديد وجود التنورة فأرى ان هذا فشل تماما فى هذا الأمر كليف |
eteğim hala ölü domuz kokuyor. | Open Subtitles | تلك التنورة ما زالت تشتمّ مثل رائحة الخنزير الجنيني. |
Evet, kuru temizlemeciye etekle gitmek iyi olmazdı. | Open Subtitles | هو ما كان مرحا عند المنظفين بسبب التنورة. |
Şu yeşil süet eteğimi giymiştim. | Open Subtitles | أوه, كنت أرتدي تلك التنورة الجلد الخضراء. |
O eteğe bir çift iri meme de ekli olmasaydı bakmazdın. | Open Subtitles | فإن لم تكن تلك التنورة مدعومة بزوج من الأثداء الكبيره ، فستكف عن النظر |
25,00 doları verdim, ayakkabısının içine soktu ve eteğini kaldırdı. | Open Subtitles | عندها اخرجت الـ 25 دولارا فالتقطتها واضعة اياها في حذائها ثم رفعت التنورة |
- Hayır, deri etekli olan. | Open Subtitles | لا . اذهب إلي صاحبة التنورة الجلد صاحبة الأثداء |
Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim o güne kadar,bende o etekten yaptım ve o kadınla evlendim. | Open Subtitles | لم ارى شيئا مثل ذلك ثم سقطت انا و التنورة ثم تزوجت المرأة |
Babasının görüş alanından çıkar çıkmaz kısa etekler. | Open Subtitles | وتلبس التنورة القصيرة بمجرد بُعدها عن ناظر ابيها |
Eminim uzun zamandır o etekte gözü vardı. | Open Subtitles | أنا متأكد أن عينها على تلك التنورة منذ وقت طويل |
Eteğinin alt kısmında desen var gibi. | Open Subtitles | يبدو كأن هناك نمط او شيء في اسفل التنورة |
Yapman gereken tek şey, o şişko çeneni kapatmak. | Open Subtitles | ما يجب عليك فعله ملئ التنورة بمؤخرتك. |