Tamam. kızılcık sosu, pilav, püre. | Open Subtitles | حسناً، التوت البرّي المطبوخ، حشوة، بطاطس |
Bir kızılcık suyu alabilir miyim lütfen? | Open Subtitles | ممكن أن أحصل على عصير التوت البرّي, رجاءً ؟ |
kızılcık suyu ve balzamik sirke. | Open Subtitles | واشتريت شيئين، عصير التوت البرّي والخل البلسمي. |
Barmen, kızılcık suyuma ve arkadaşın kadehine votka ekle. | Open Subtitles | أيها الساقيّ، لنحظى ببعض الفودكا مع التوت البرّي ، وواحداً لصديقي هنا |
Bacaklarımın arasındaki ateşi söndürmek için yeteri kadar kızılcık şurubu yok maalesef. | Open Subtitles | ليس هُناك كميّة كافية من عصير التوت البرّي لإطفاء النّار التي تشتعل بين ساقيّ. |
Cosmopolitan kokteyli kızılcık suyuyla yapılır. | Open Subtitles | شراب "الكوزمابولتن" يُصنع مع عصير التوت البرّي |
Sadece kızılcık suyu. | Open Subtitles | فقط عصير التوت البرّي. |
kızılcık sosunu çok seversin. - İçinde çekirdek var. | Open Subtitles | - أنتِ تحبين صلصة التوت البرّي |
Yani birinin Bobby Mann'in durumunu bildiğini onu öldüreceğini bilerek kızılcık suyuna balzamik sirke eklediğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن أنتِ تقولين أنّ شخصاً ما عرف عن حالة (بوبي مان)، ووضع الخل البلسمي في عصير التوت البرّي الخاصّ به مع علمه أنّه سيقتله؟ |