Normal olarak klasik kur sürecinde biz de aynı böyle yaparız. | TED | و هذا ما علي القيام به عادة في مرحلة التودد. |
Dolayısıyla bu erkeği yeni kur yapma sinyallerini gösteren yüzlerce erkeğe katılırken kırlara takip edebiliriz. | TED | يمكننا أن نتبع هذا الذكر إلى الحقل أثناء انضمامه إلى مئات الذكور الآخرين الذين يستعرضون إشارات التودد الجديدة خاصتهم. |
Erkeklerin bin bir zahmetle koruduğu bu zarif çukurlar, kur yapma alanlarıdır. | Open Subtitles | محافظاًعليهمن قبلالذكور، فإن هذه التجاويف هي أماكن التودد. |
Daima uzun bir kur yapma süresi olmasını düşünmüşümdür Dr.Harrison. | Open Subtitles | حسناً ,دائماً أشجع طول فترة التودد,طبيب هاريسون |
Nasıl Flört edeceğimize dair yeni kurallar ve tabular görüyoruz. | TED | نحن نرى قواعد ومحرمات جديدة عن كيفية التودد. |
Gayler burda. Yaltaklık başlasın! | Open Subtitles | لقد وصل الشواذ فليبدأ التودد |
Ben Kraliçe'nin vesayeti altındayım. İzni olmadan bir erkeğe kur bile yapamam. | Open Subtitles | ، إنني وصيفة الملكة لا أستطيع التودد لرجل بدون إذنها |
Ona eski tarzda kur yapmasını istiyor. | Open Subtitles | لقد طلبت منك التودد لها علي طريقة الموضه القديمه |
İnsan kur yapmak için yedi denizi aşarsa, her kız ona gelir. | Open Subtitles | ,إذا عبر شاب ما سبعة بحور من أجل التودد لفتاة فلابد لها أن تذوب |
kur yapmayı çoğu erkeğin dayanamayacağı kadar uzattım ama o barutunu kuru tuttu ve gözünü de ödülden ayırmadı. | Open Subtitles | لقد اطلت مدة التودد الي اكثر مما يستطيع معظم الرجال تحمله |
kur yapmakla kaybettiğim zamanlar, gözetlemek, takip etmek. | Open Subtitles | بلكنة ايرلندية: في الوقت الذي فقدت فيه المشاهدة و التودد والمتابعة |
kur yapmakla kaybettiğim zamanlar, gözetlemek, takip etmek. | Open Subtitles | في الوقت الذي فقدت فيه التودد في مشاهدة ومتابعة |
Günümüz adetlerini pek bilmem ama şu an sana kur yaptığımı bil. | Open Subtitles | أنا لست حتى على علم بأحدث الطقوس. ولكن لندرك، أنت حاليا بدأت التودد. |
O halde av avcıyla başlar -burada solda aşağıda görünüyor- orada sessizce oturuyor ve olası avının kur yapmasına kulak misafiri oluyor ve şu şekilde geçiyor konuşma. | TED | فالصيد يبدأ بالمفترس، تظهر هنا في أدنى اليسار، حيث تجلس بهدوء وتسترق السمع لحديث التودد الصادر من فريستها المستهدفة، وهنا توضيح لما قد يحدث. |
Makul bir yas süresi geçtikten sonra, kendisine kur yapmakta kararlıydım. | Open Subtitles | ... اعتزمتُ الشروع في التودد لها في الوقت المناسب حالما يتنهي حدادها |
Ne bekliyordun ki? Bu, kur yapmanın şaşırtıcı ve korkunç şeklidir. | Open Subtitles | . الصدمة و الرهبة يقتربان من التودد |
onunla kur yapabilirsin tamam mı? | Open Subtitles | التودد إليها حتى تتعرف إليها , أتعلم ؟ |
Aslında, bukalemunların kur yapmaları, sevecen bir seramoni şeklindedir. | Open Subtitles | علاقة التودد للحرباوات هادئة نوعا ما |
Yarışma, cinsel birliktelik için kur yapma. | Open Subtitles | إنَّها رقصة التودد من أجل الجنس |
Aslında bu kur olayından o kadar da emin değilim. | Open Subtitles | أنا فقط لست مرتاحة.. لكل هذا التودد |
Yani kocanla Flört etmeyi kesmemi söylüyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تطلبين مني أن أتوقف عن التودد إلى زوجكِ |
Yaltaklık başlasın! | Open Subtitles | لقد وصل الشواذ فليبدأ التودد |