"التوقّف" - Translation from Arabic to Turkish

    • Dur
        
    • Durmak
        
    • bırak
        
    • Durun
        
    • bırakıp
        
    • Kes
        
    • durabilir
        
    • durup
        
    • duramıyorum
        
    • bırakmalısın
        
    • dursan
        
    • durabiliriz
        
    -İnanamıyorum. Dur. -Şu anda duramam. Open Subtitles أنا لا أستطيع التصديق, توقّف نحن لا نستطيع التوقّف الآن
    Dur levhasında durduğumda falan arabadan atlamış olmalı. Open Subtitles لابدّ أنّها قفزت من سيارتي عند علامة التوقّف أو شيء آخر
    Dur işaretini görmediğime inanamıyorum. Hey, olur böyle. Open Subtitles لا أصدّق أنّي لم أرى إشارة التوقّف.
    Evet ama önce Los Angeles üzerinde Durmak istiyordum. Open Subtitles نعم، لكنّي أريد التوقّف فى لوس أنجلوس أولا.
    Pekala, bırak şu numaraları. Open Subtitles التوقّف بالوجوهِ، ماذا تُصبحُ؟ ثلاث ثمانياتِ كاملةِ.
    "Durun, dinleyin." Diyor. Open Subtitles هو يقول، التوقّف. إستمع."
    Hayır, Dave. Öyleyse bütün zamanını o herifin çıkardığı olayları kapatmayı bırakıp işini yapmaya başla. Open Subtitles إذن يجدر بكِ التوقّف عن تمضية وقتكِ كلّه في إخماد مصائبه وتبدأين في ممارسة عملكِ
    Tamam.Kes şunu anne. Open Subtitles حسنًا، تستطيع التوقّف يا أمّاه
    Ben telefondaydım ve Dur levhasını görmedim, ve... Open Subtitles -كنتُ أتحدّث على الهاتف ولم أرى إشارة التوقّف
    Sanıyorum Dur işaretinde durdunuz, her iki yola da baktınız sinyal verdiniz, arabayı sürdünüz lanet olsun ki arabadan inmediniz. Open Subtitles وأخمن أنّكِ... توقّفتين توقّفاً كاملاً عند إشـــــارة التوقّف تلك، ونظرتِ في كلا الاتجاهين،
    Jack yeter. Dur artık. Open Subtitles جاك هذا يكفي، يجب عليك التوقّف الآن
    Dur işaretinde durmadım ama polisin gördüğünü sanmıyorum. Open Subtitles أنا لم أتوقّف بشكل كامل عند إشارة التوقّف لكنّي أعتمد على أنّ الشرطي لن يحضر إلى المحاكمة فهم تقريباً لا يظهرون في المحاكمات
    Dur ne demek oluyor? Open Subtitles ماذا التوقّف يعني؟
    Dur, ben süreceğim. Open Subtitles التوقّف , جولة.
    Ben sadece, bilirsin başladığımda bazen Durmak zor oluyor. Open Subtitles لكن في بعض الأحيان حين أشرع بالأمر أجد صعوبة في التوقّف
    Durmak isteyip istemediğini sana sordum. Open Subtitles وسألتُكَ إن كنتَ تريدُ التوقّف
    Rica ederim. Yine de beni rahatsız etmeyi bırak. Open Subtitles على الرحب، رغم ذلك، أريد منك التوقّف عن مضايقتي
    Durun. Oturun. Open Subtitles التوقّف.
    Eskiden sahip olduklarını düşünmeyi bırakıp şimdi sahip olduklarınla ilgilenmelisin. Open Subtitles عليك التوقّف عن التركيز عمّا كان لديك، و البدء بالتركيز على الأشياء الجميلة التي أصبحت لديك.
    Lanet telefona bağırmayı Kes. Open Subtitles التوقّف yellin ' في الهاتفِ الملعونِ.
    Sana bir şey olmadan kalbin en çok bu kadar durabilir. Open Subtitles تلك أقصى مدّة يمكن لقلبك التوقّف خلالها قبلما يتعذّر إنعاشه.
    Hani yarın Key West sahilinde durup işlemlerimi halletmeme izin verdiniz ya. Open Subtitles تعرف، بحسناً على التوقّف في كيويست غداً لموضوعي.
    Dünden beri seni düşünmeden duramıyorum. Open Subtitles حتى يوم الأمس لم أستطِع التوقّف عن التفكير بكِ
    Artık otomatiklerdeki sıkışmalar hakkındaki kaygılarını bırakmalısın Open Subtitles عليك التوقّف عن القلق بشأن تعطّل الأسلحة الآليّة.
    Sara, dursan iyi olur bence de. Open Subtitles -نيك) ). (سارّه)، أظننا علينا التوقّف للحظة.
    Lütfen, bu riski almayız. Sen sadece bizi kasabadan çıkar, sonra durabiliriz. Open Subtitles لا يمكننا المخاطرة، أخرجينا من المدينة، و حينئذٍ نستطيعُ التوقّف.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more