Bütün sabah obstretik ve doğum bölümünün dinlenme odasında takıldın ve iki hasta çocuk olduğunu duydun. | Open Subtitles | تمكث بعنبر النساء و التوليد طوال النهار و تسمع عن طفلين مريضين |
Gerçek bir aile olacağız. Selam. Morgan Gellman doğum odasında. | Open Subtitles | نحن حقاً سنكون عائلة مورغان غالمن في جناح التوليد |
Dişçilerden sonra, tıbbi alanda en çok intihar, doğum uzmanlarında görülüyor. | Open Subtitles | بعد أطباء الاسنان , اطباء التوليد حاصلين على اعلى معدل انتحار في االوسط الطبي المهني |
Sonra, o doğum odasındayken bir değil tam dört hemşire ile seks yaptım. | Open Subtitles | وحينمـا كانت في غرفة التوليد ضاجعت 4 ممرضـات لا واحدة ضاجعتهم في مقصورة المؤن |
Kadın doğum uzmanınızdan bir mektup aldım. | Open Subtitles | لدي رسالة هنا من أخصائي التوليد الذي تراجعينه |
Sakin olun, bayım. doğum katı 6. katta. | Open Subtitles | هدئ من روعك، جناح التوليد في الطابق السادس |
Hayır, adamı aradım. doğum uzmanı. | Open Subtitles | لقد اتصلت به انه طبيب التوليد وامراض النساء |
Yarın benimle doğum uzmanına gelmek istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تأتي معي غدا إلى عيادة التوليد وأمراض النساء |
Anestezi ve doğum uzmanını ara. | Open Subtitles | أستدعي طبيب التخدير ولنكن غرفة التوليد في حالة تأهب |
Şu an için sen oraya götüremeyiz, doğum uzmanı tarafından muayene edilmelisin önce. | Open Subtitles | لا يمكننا أدخالك إلى هُناك حالياً، يلزم أن يفحصك أخصائي التوليد أولاً. |
Hem cerrahi hem de doğum uzmanlığı yetkisi var. | Open Subtitles | هو لديه شهادة زمالة في التوليد والجراحة العامة |
Birinin yeni doğum masasını onaylaması gerekiyordu. | Open Subtitles | حسناً، لا بد أن شخص ما وافق على إنشاء جناح التوليد. |
Baban sahte bir doğum belgesi oluşturmak için bi ebe kiraladı. | Open Subtitles | والدك قد استأجرت ممرضة التوليد لصياغة شهادة الميلاد. |
Amerikan doğum ve Gebelik Vakfı yemeği perşembe günü. | Open Subtitles | عشاء جمعية التوليد الأمريكية يوم الخميس. |
Sizce de bu ilginç değil mi Dr. Masters kadın doğum alanındaki erkek doktorların baskınlığı. | Open Subtitles | ألا تجد الأمر مثير للاهتمام يا دكتور ماسترز، أنّ مجال التوليد يسيطر عليه الرجال؟ |
JJ, Henry'ye hamileyken, sahada doğum sancısı çekerse diye doğum el kitabını ezberlemiştim. | Open Subtitles | عندما كانت جي جي حاملا بـ هنري قمت بحفظ دليل التوليد في حال دخلت المخاض و نحن بالميدان |
Şimdi de veterinerlik için kadın doğumu mu bıraktın? | Open Subtitles | هل تخليتي عن قسم التوليد لتصبحي بيطرية الآن؟ |
Kadın doğumda benim hastalarımla ilgileniyor olman gerekiyordu. | Open Subtitles | يفترض بك أن تكون بقسم طب التوليد و النسائيات تزور مرضاي |
- Obstetri demek istiyorsunuz. | Open Subtitles | تقصد مدير قسم التوليد |
doğumdan yeni çıkıp geldim, ...bunu giyiverdim, aceleyle geldim işte. | Open Subtitles | للتو, اتيت من التوليد لذا اتيت على عجل 460 00: 14: |
Sizi hastaneye, kusursuz referanslarınız ve kadın doğumdaki sezileriniz ile kadın hekimlerin önünü açabilirsiniz diye aldım. | Open Subtitles | -للنساء . لقد قبلـــتكِ هنا بســـبب أوراق اعتمادك التي لا تشوبها شائبة واهتمامك بمجال التوليد |
Doktor Underlay, doğumhanede bekleniyorsunuz. | Open Subtitles | دكتوره (أندرلاي ) أريدك في قسم التوليد - سأكون هناك - |
yardım etti, fakat doğuma odaklanmadan, temel stajını raporlamalıydı. | TED | ولكن قبل أن يركز على علم التوليد كان عليه أن يتقدم للتدريب العام. |
Yani, bileşimsel bir karmaşıklık vardı. Eğer söylediğimi yapmak zorunda olsaydım, örneğin, bir bilim binası, kendi kendini üreten bir tür fikir de olmak zorundaydı. Bir tür kendi kendini üreten geometri. | TED | وكان، ما أود أن أقول، التعقيد التركيبي وشعرت أنه إذا كان لي لتحقيق ما تحدثت عنه، مبنى للعلوم، كان ليكون هناك نوع من فكرة توليد -- نوع من هندسة التوليد. |
Biri, aynı yakıt kaynağını kullanarak enerji santralinizde enerji üretseniz ve onun elektrikli arabanızı şarj etseniz de, hala daha iyi durumdasınız. | TED | الأولى هي أنه، حتّى في حال أخذت نفس مصدر الوقود وولدتَ منه الكهرباء في محطة التوليد ثم استعملتها لشحن السيّارات الكهربائية، فذلك أفضل من الاستعمال المباشر للوقود. |