Boşluk ve yörüngelerde hareket eden parçacıklar gibi makul fikirler ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لذلك فقد تلاشت الأفكار المحسوسة كالفراغ و الجسيمات التي تتحرك في مدارات |
Bu durum koruma işini daha da zorlaştırıyor, ve aynı zamanda bununla birlikte hareket eden türleri korumamızıda zorlaştırıyor. | TED | لذلك فهي تخلق تحدياً لحمايتها ولدينا أيضاً تحديات لحماية الفصائل التي تتحرك معها |
Ve genellikle, hareket eden şeylerin beyinleri olduğuna dair tasnifler yapacaklardır. | TED | وغالباً ما سيجيبون بتصنيف أن الكائنات التي تتحرك عادة ما يكون لها أدمغة. |
Eğer hareket eden biriyle sevişmek istiyorsan, beni hemen yapmalısın. | Open Subtitles | فإن كنت تحب الفتاة التي تتحرك يجدر بك أن تضاجعني قريباً |
"Kıtayı boydan boya aşan demiryolu ile günde 3 kilometre hızla ülkeyi baştanbaşa geçen lakayt çadır kent Hell On Wheels'insakinleri böyle der." | Open Subtitles | هكذا يقول الساكنون في هيل أون وييلز المدينة الغريبة التي تتحرك مع سكة الحديد |
Ve hareket eden enerjiler de, anahtarlarımızı nereye koyduğumuzu unuttuğumuz zamanki gibi bir şey olmalı. | Open Subtitles | والطاقة التي تتحرك في المكان أليس هذا كحالنا حين ننسى أين وضعنا مفاتيحنا؟ |
Ve her vatandaş şimdi ve tarih boyunca umumi alanlar çevresinde (yukarıdan) hareket eden uçaklar ve özerk araçların nüfusunu gösteren bir uygulama yüklemiş olabilmelidir. | TED | وينبغي لكل مواطن القدرة على تحميل تطبيق والذي يعرض تعداد الطائرات دون الطيار والمركبات الذاتية التي تتحرك بالقرب منهم. ذلك سيكون تاريخيا. |
Örneğin, dört nala koşan bir atı izleyebilirsiniz ama gözleriniz çok hızlı hareket eden toynakları, dört ayağın aynı anda havada olup olmadığını anlamaya yetecek kadar takip edemez. | TED | فعلى سبيل المثال، يمكنك مشاهدة الحصان وهو يعدو إلا أن عيناك لا يمكنهما متابعة حوافره التي تتحرك بسرعة حتى يمكنك معرفة ما إذا كانت الأربعة أرجل لا تلامس الأرض في وقت واحد |
Ve hareket eden şeyleri arıyor. | TED | إنه ينظر للأشياء التي تتحرك في الجوار. |
Nuh'un gemisine, her tür kuştan, her tür hayvandan, hareket eden her tür yaratıktan bir çift alması gerekiyor, ama bitiklerden bahsedilmiyor. | TED | والنبي نوح سوف بأخذ زوجين ..من كل طير وكل نوع من انواع الحيوانات وكل نوع من الكائنات التي تتحرك ولكن لم يذكر احدٌ شيئاً عن النباتات |
Eğer hareket eden biriyle sevişmek istiyorsan, beni hemen yapmalısın. | Open Subtitles | فإن كنت تحب الفتاة التي تتحرك |
hareket eden gölgelerden. | Open Subtitles | إنما الظلال التي تتحرك |
Jesse ve diğer oyun programcıları uzayda hareket eden objeleri simüle etmekte oldukça başarılı. | Open Subtitles | إنَّ (جيسي) و مصمموا ألعاب فيديو آخرين بارعون جداً في محاكاة الطريقة التي تتحرك بها .الأجسام في الفضاء |
Üçüncüsü de bir harita üzerinde kolayca görebileceğimiz fiziksel şeyler -- restoranlar, çeşitli merkezler ve GPS ile ve RFİD gibi başka teknolojilerle bundan da öteye giderek araba, taksi, otobüs ya da kutu gibi hareket eden şeyleri takip edebiliyoruz. | TED | وثالثا، إن هذه الأشياء المادية يمكن العثور عليها في الخريطة فالمطاعم، ومختلف المواقع ولكن مع نظام تحديد المواقع و التقنيات الأخري مثل معلمات تردد الراديو "آر إف آي دي" فإنها تتوسع إلى أكثر من ذلك فنستطيع أن نتعقب الأشياء التي تتحرك مثل السيارات و سيارات الأجرة ونظام الترانزيت و الاشياء التي تشغل وقتا وحيزا. |
"Kıtayı boydan boya aşan demiryolu ile günde 3 kilometre hızla ülkeyi baştanbaşa geçen lakayt çadır kent Hell On Wheels'insakinleri böyle der." | Open Subtitles | هكذا يقول الساكنون في هيل أون وييلز المدينة الغريبة التي تتحرك مع سكة الحديد |