Bu şu demek oluyor, şekli kontrol eden rakamlar, ben değilim. | TED | هذا يعني أن الأرقام هي التي تتحكم في الشكل، وليس أنا. |
Örneğin, araştırmalar gösteriyor ki, oynamak, duyguları kontrol eden amigdaladaki sinir gelişimini uyarmaktadır. | TED | مثلا ، لقد أُثبت أن اللعب يحفز نمو الخلايا العصبية في الفص اللوزي، في المنطقة التي تتحكم في المشاعر. |
İyon kanal hareketleri gibi şeyleri kontrol eden proteinlerdir. | TED | البروتينات هي التي تتحكم بأشياء مثل حركة الأنبوب الأيونية. |
Davranış ve benzeri şeyler için gerekli hareket dizileri ve belirli hareketleri kontrol eden kortikal bölgelere bakıyoruz. | TED | ونحن نتطلّع إلى مناطق الدّماغ التي تتحكم في حركات معينة، وتسلسل الحركات وذلك أمر لازم في السلوك ، وهكذا دواليك. |
Sizleri kırmaktan nefret ediyorum ama davranışımızı... ...kontrol eden başka bir beden parçası yok. | TED | أكره أن أقول هذا، فهذه ليست أعضاء الجسم الأخرى التي تتحكم بتصرفاتك. |
Evet, çalınan savaş başlığının tetikleyicisini kontrol eden çipin dizaynı bu. | Open Subtitles | .نعم، هذا هو تصميم الشريحة التي تتحكم بالزناد الذي على الصاروخ المسروق |
Gerçekte ise, eti kontrol eden toplam 3-4 şirket var. | Open Subtitles | ولكنها في الحقيقة لاتتعدى ثلاث او اربع شركات التي تتحكم بسوق اللحم |
Sokaklardaki eroin trafiğini kontrol eden suç örgütlerinin tepesine bineceğiz. | Open Subtitles | سوف نتصرف بسرعة وبقسوة مع العصابات التي تتحكم و تسبب أعمال العنف فى المدينة |
Beynin toplumsal davranışları ve karar verme mekanizmasını kontrol eden bölgesi. | Open Subtitles | المنطقة في الدماغ التي تتحكم في صنع القرار والسلوك الاجتماعي |
Test odasını kontrol eden bir yazılım kullanıyorduk. | Open Subtitles | ندير برنامجاَ يتفقد الحواسيب التي تتحكم في مقصورات الاختبار لنرى إن حصل أي خطأ |
Beyni besleyen anterior komünikan arterde baskı ve dürtüleri kontrol eden bölgede bir anevrizma görülüyor. | Open Subtitles | هناك أم دم انه الشريان الداخلي الناقل للاتصالات في دماغه المنطقة التي تتحكم بالاندفاعات و الاملاءات |
Orası, beynin günlük ritmimizi kontrol eden bir alanı oluyor ve onun beyni de onun hızı arttırabilmesine olanak sağlıyor. | Open Subtitles | هذه هي المنطقة من الدماغ التي تتحكم في إيقاعات سرعتنا البيولوجية هذه إحصائيات لسرعته المعززة |
Bu volvokslar, hareketlerini kontrol eden ışığa duyarlı hücrelere sahipler. | Open Subtitles | هذه الطّحالب الخضراء لديها خلايا حساسة للضوء التي تتحكم في حركتهم. |
Kuyruklu yıldızların geliş ve gidişlerini kontrol eden doğal yasaların bulunmasıyla antik bağlarından korkularımıza kadar gökkubbenin de hareketlerini ayrıştırdı. | Open Subtitles | بإيجاد القوانين الطبيعية التي تتحكم بمجيء وذهاب المذنبات لقد فصل حركات السماء |
SOS, duyguları kontrol eden ve insan kusurlarını... ..ortadan kaldıran gende meydana gelen bir bozukluktur. | Open Subtitles | متلازمة الشعور تعد عطل في الجينات النائمة التي تتحكم بمشاعر الإنسان وتزيل العيوب البشرية |
Bu kimyasallar beynin zaman algısını kontrol eden bölgelerini hedef alıyor. | Open Subtitles | فهذه المواد الكيميائية تستهدف مناطق الدماغ التي تتحكم بإدراك الوقت. |
İkimiz de toplumu kontrol eden yozlaşmış kurumları alaşağı etmek istiyoruz. | Open Subtitles | كلانا يريد إسقاط المؤسسات .الفاسدة التي تتحكم بالمجتمع |
Aynı zamanda, bir elektrot sırası yerleştireceğiz, bir tür ikinci cilt omuriliğin bacak hareketini kontrol eden alanını kapsayan, ve bu sıra bir elektrik pulse jeneratörüne bağlı ki bu kişinin ihtiyaçlarına uyarlanmış uyarımlar sunar. | TED | بنفس الوقت, سنقوم بزرع نظام من الالكترودات شيء مثل جلد ثانٍ يغطي المنطقة من النخاع التي تتحكم بحركة الرجلين وهذا النطام موصول إلى مولد نبض كهربائي يقوم بتوصيل التنبيهات المصممة وفق احتياجات المريض. |
Kuzey İrlanda'daki özel taşımacılık sektörünü kontrol eden IRA da aynı şeyi yaptı. | TED | وجماعة الأيرش المسلحة , التي تتحكم في نظام النقل الخاص في شمال أيرلاند , فعلت نفس الشيئ . |
O bir bilgisayar, Hive'ı kontrol eden o. | Open Subtitles | انها الكمبيوتر التي تتحكم بالخلية |
İçindeki I.N. ile beraber Olympusu yönetiyorlar. | Open Subtitles | الشاهقة I.Nبالداخل هُناك , يوجد مُنشأة و التي تتحكم باولمبيس |