beni rahatsız eden ve sinirimi bozan tavsiyeler veriyor ama onu genelde haklı buluyorum. | Open Subtitles | تقدّم لي النصائح, التي تزعجني وتضايقني لكنّي عادةً أجدها محقّة. |
Sende beni rahatsız eden şeyler var ama bunları söylemiyorum. | Open Subtitles | هل تعلم أنه هناك العديد من الأشياء التي تزعجني فيك لكني نزيه جدا على أن أذكرها |
Evet, işte beni rahatsız eden de o "belki" kelimesi. Bir dahakine sana uğrayacağım. | Open Subtitles | نعم انها كلمة ربما التي تزعجني ربما سأخبرك بالمرة القادمة |
Clark, eğer o hatıraları geri alabilirsem, Canımı sıkan sorulara cevaplar alabileceğim. | Open Subtitles | كلارك إذا أمكنني أعاده تلك الذكريات سيمنحوني الأجابات على الأسئلة التي تزعجني |
Canımı sıkan bir dava ile uğraşıyorum, yardım edebilir misin diye merak ettim. | Open Subtitles | .لقد كنت أصارع مع القضية التي تزعجني وتسائلت لو بإمكانك مساعدتي |
Canımı sıkan onlarca şey var. | Open Subtitles | لدي الكثير من الاشياء التي تزعجني |
Tamam, beni rahatsız eden birkaç şey var. | Open Subtitles | إذاً , يوجد العديد من الأشياء التي تزعجني |
Bilirsin işte beni rahatsız eden şeyleri çıkarıyorum. | Open Subtitles | أكثر من أي شيء آخر إنها فقط... . الأشياء التي تزعجني و فأقوم بالتنفيس و أكتبها |
beni rahatsız eden şey şu. | Open Subtitles | إليك الحقيقة التي تزعجني |
Pete, sakıncası yoksa, bu hikayede Canımı sıkan birkaç şeyi sorabilir miyim? | Open Subtitles | بيت)، إن كنت لا تمانع) ما زالت لدي بعض الأسئلة التي تزعجني بشأن هذه القصة |