Aslında şehirler, platformların şu an karşılaştığı sosyal ve politik birçok sorunun aynısıyla karşılaştı. | TED | في الواقع، واجهت المدن الكثير من التحديات الاجتماعية والسياسية التي تواجهها المنصات الآن. |
Çoğunuz, benim sevgili kıtamın karşılaştığı zorluklar hakkında bilgi sahibisinizdir, | TED | معظمكم يعلم حول التحديات التي تواجهها قارتي الحبيبة، أفريقيا. |
Bugün chiruların karşılaştığı en büyük problem geleneksel göç yollarını kesen Tibet-Qinghai demiryoludur. | Open Subtitles | احدث هذه المشاكل التي تواجهها سكة حديد التبت الجديدة الذي يقطع عليهم طرق هجرتهم التقليدية. |
Sizinle biraz da riskler hakkında konuşmak isterim, şehirlerin karşı karşıya olduğu mega riskler hakkında. | TED | الآن، أود محادثتكم قليلًا عن المخاطر التي تواجهها المدن، وهي من أكبر المخاطر. |
Dışlanan toplumların zaten karşı karşıya kaldığı stresi arttırıyor. | TED | فإنه يزيد من الضغوط التي تواجهها المجتمعات المهمشة |
Bugün, balinaların sularımızda yüz yüze kaldığı daha modern ve baskıcı problemleri ele almaya ihtiyacımız var. | TED | علينا مواجهة المشاكل والضغوطات المعاصرة التي تواجهها هذه الحيتان في مياهنا الآن. |
Bu insanlığın yüzleştiği temel sorunlar konusunda bilinçlenmenin seviyesini yukarı taşıyabilir -- sadece bir gün bile olsa. | TED | وربما يرفع مستوى الوعي حول القضايا الأساسية التي تواجهها الانسانية لو أننا نقوم بذلك ليوم واحد فقط |
İlk problem sadece Michigan değildi, aynı zamanda her eyaletin yüzleştiği, global ekonomide Amerika'da iyi işleri nasıl oluşturabilirsiniz? | TED | المشكلة الأولى التي تواجهها ليس فقط ميتشقن بل كل الولايات هي كيفية إيجاد فرص وظيفية في أمريكا في ظل اقتصاد عالمي؟ |
Osmanlı Devleti'nin dağılmasından ziyade modern kadının karşılaştığı zorluklarla ilgili olabilir. | Open Subtitles | سيكون عن المشاكل التي تواجهها المرأة العصرية بدلاً من سقوط الإمبراطورية العثمانية، لكن حتى بالرغم من ذلك |
# Bugün ülkemizin karşılaştığı sorunların bazıları hakkında... # #... sizinle yakaladığım konuşma fırsatını değerlendirmek istiyorum. # | Open Subtitles | أود أن أستغل هذه الفرصه للتحدث معكم عن بعض التحديات التي تواجهها بلادنا هذه الأيام |
Buraya gelerek hayatını riske atmaya hazırsa karşılaştığı tehdit ciddi olmalı. | Open Subtitles | التهديدات التي تواجهها تبدوا حقيقية إن كانت مستعدة للمخاطرة بحياتها والعودة إلى هنا |
Son olaylar senin ailemin karşılaştığı tehditler açısından oldukça açık sözlü.. ...olduğunu ortaya koydu. | Open Subtitles | أحداث أخيرة توحي بكونك متخاذلًا حيال التهديدات التي تواجهها أسرتي. |
Uzun dönemli ortaklıklar, ilişkiler oluşturabilmeyi sağlar, veriyi tanımayı, gerçekten anlamayı ve insani kuruluşun ihtiyaçları ile karşılaştığı zorlukları anlamayı sağlar. | TED | الشراكات طويلة الأمد تسمح لك ببناء علاقات، والتمكن من معرفة البيانات، لتفهمها جيداً وأن تبدأ بفهم الاحتياجات والتحديات التي تواجهها المنظمات الإنسانية. |
Frankly, karşı karşıya olduğumuz en büyük sorun, kızının alacağı cezalar. | Open Subtitles | في الواقع، أكبر مشكلة تواجهنا هي التهم التي تواجهها ابنتك |
Sunset nasıl problemlerle karşı karşıya kalıyor? | Open Subtitles | ما هي المشاكل التي تواجهها نجحت بين ليلة وضحاها مثل "سانسيت فارمز"؟ |
Ortaya çıktı ki; bir politik hareketin, şiddete başvurup başvurmayacağını belirleyen en büyük etken, hareketin sağcı veya solcu olması değil veya dini bir hareket olup olmaması değil, demokrasi veya diktatörlük karşıtı olması değil, hatta grubun maruz kaldığı baskının şiddeti de değildir. | TED | فتبين أن أكبر مؤشر لقرار حركة ما لتبني العنف أو اللاعنف ليس انتماء هذه الفرقة لليمين أو اليسار، وليس إن كان هذا الفريق متأثراً بشكل أو بآخر بالمعتقدات الدينية، وليس لأنه يناضل ضد الديمقراطية أو الديكتاتورية، وليس حتى درجات الاضطهاد التي تواجهها هذه المجموعة. |
Umutlu olmak, saf bir iyimser olmak veya insanlığın yüzleştiği trajediyi göz ardı etmek demek değildir. | TED | أن تكون مفعماً بالأمل لا يعني أن تكون متفائلاً ساذجاً وتتجاهل المأساة التي تواجهها الإنسانية. |
Fark ettim ki tüm insanlığın yüzleştiği en büyük problem olan iklim değişikliğinin çözülmesi konusunda bir rolüm olabilecekti. | TED | إذ أدركت أن بإمكاني أن أؤدي دورًا في حل إحدى أكبر المشكلات التي تواجهها الإنسانية اليوم، ألا وهي مشكلة التغير المناخي. |