Bugüne kadar birinin benim için yaptığı en harika şey. | Open Subtitles | إنه أكثر الأشياء المدهشة التي فعلها أي أحد لي |
Babamın bize yaptığı en güzel şeyi mahvetmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | لا تسعى لتخريب أحد الأشياء الجيدة التي فعلها والدي لنا, أرجوك؟ |
benim ve ailemiz için yaptıkları olmasa ne yapardık düşünemiyorum bunu unutma. | Open Subtitles | لا أستطيع ان اتخيل اين سينتهي بي المطاف بدون بعض الأشياء التي فعلها لأجلي, لأجل عائلتنا لا تنسي ذلك أبداً |
Rod akıl hastası olmalı, tüm o kadınlara yaptıkları için. | Open Subtitles | الان لا بد ان رود كان مريضا عقليا ليفعل الأمور التي فعلها لأولئك النسوة |
Dairede Yaptığı onca şey için teşekkür edelim diye Remy'i yemeğe davet ettim. Kimler bizimle? | Open Subtitles | إذاً لقد دعوتُ (ريمي) للعشاء لأشكره على كل الأشياء التي فعلها في الشقة، من مُشترك؟ |
Yaptığı onca korkunç şey... | Open Subtitles | الأشياء الفظيعة التي فعلها |
Daha önce hiç bir insanı, o adamın bana ringde yaptıklarını yaparken görmemiştim. | Open Subtitles | الأشياء التي فعلها بي في الحلبة لم أشاهد بشريا يفعلها قط |
Ateş konusunda oğluma yaptığı gibi bana kendisini açıklamasına gerek yoktu, ki oğlum eğitimli bir beyefendidir. | Open Subtitles | في موضوع النار ، سيدي ، كان يجب أن لا يتعرض لابني بالطريقة التي فعلها ، وهو منذ الولاده والتعليم رجل نبيل. |
En başından itibaren Conor'ın yaptığı en zekice şey, ilişkide benim baskın taraf olduğum illüzyonunu yaratmasıydı. | TED | من أكثر الأشياء الذكية التي فعلها "كونر" ، من البداية خلق هذا الوهم بأنني أنا الشريك المسيطر بالعلاقة. |
Onlar Barney'nin benim için yaptığı en sevgi dolu şeylerdi ve hepsi de yalanlar üzerine kurulu. | Open Subtitles | تلك هي أكثر الأشياء حباً التي فعلها (بارني) من أجلي وكلها مبنية على الكذب |
ve Charlie'nin yaptığı en akıllıca şeylerden biri-- benim ona inanmamam konusunda ve seni buraya getirmemekte hatalıydım. | Open Subtitles | وأحد الأمور الذكيّة التي فعلها (تشارلي)... أمر لمْ أمنحه الفضل عليه، وكنتُ مُخطئاً... |
En azından babana yaptıkları hakkında bir şeyler biliyorsundur. | Open Subtitles | ربما تعرفين بعض الأشياء التي فعلها لوالدكِ |
En heyecanlı kısmı buydu, teknolojinin kendisi değil, insanların o teknolojiyle yaptıkları değil, aslında topluluktu, biraraya gelen, epostalar yollayan tüm o insanların şevkiydi. | TED | كان ذلك أكثر الأشياء إثارة، ليس التقنية، ليس الأشياء التي فعلها الناس بها، لكن في الواقع المجتمع، روح كل هؤلاء الناس تجتمع معاً، ترسل رسائل بريدية. |
yaptıkları için özür dilemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أغفر الأشياء التي فعلها أخي. |
yaptıklarını tam manasıyla anlayıp anlamadığını... bile bilmiyorum. | Open Subtitles | أعني، أنا حتى لا أعرف إن كنتِ تعلمين حجم الأمور، الأمور التي فعلها |
Bizler yaptıklarını gördük, nasıl davrandığını biliyoruz. | Open Subtitles | وأولئك الذين سمعوا به ورؤا الأشياء الفظيعه التي فعلها يعلمون ذلك |
...onların cesetlerini de diğer kurbanlara yaptığı gibi bir yere atardı. | Open Subtitles | لكان تخلص من جثتيهما بنفس الطريقة التي فعلها مع الضحايا السابقين, صحيح؟ |
Kendi tecrübelerimden hareketle inanıyorum ki, dünya fırsat-yaratanlar haline gelerek bu davranışları özendirmemiz için bize aç. Birçoğunuzun çoktan yaptığı gibi -Kendimden biliyorum bunu- ve yeni bir dünya hayal etmek için, tek başımıza yapabileceğimizden daha iyisini yapmak daha güzel işler başarmak için hep birlikte en iyi yeteneklerimizi kullanmalıyız. | TED | أؤمن بالتجربة الأولى العالم يحتاجنا لنتوحد جميعًا كصنّاع للفُرص ولكي نضاهي تلك التصرفات التي فعلها أشخاص مثلكم من قبل اعرف ان التجربة الأولى ولكي نتخيل العالم بطريقة اخرى حيث نستخدم افضل مواهبنا معا في الغالب لكي ننجز اشياء اعظم معاً من ما قد ننجزه بمفردنا |