Dostum, bulabileceğin her türlü yardıma ihtiyacın var. | Open Subtitles | أنت بحاجة إلى كل المساعدة التي يمكنك الحصول عليها |
Her türlü yardıma ihtiyacınız olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت أنك بحاجة لكل المساعدة التي يمكنك الحصول عليها |
Bence, alabileceğin her türlü yardıma ihtiyacın olacak. | Open Subtitles | أعتقد ستحتاجين كل المساعدة التي يمكنك الحصول عليها هنري ، ماذا تقول؟ |
yapabileceğiniz o kadar çok şey var ki, fakat nihayetinde bu gerçekten basit bir şeyle ilgili. | TED | وهناك الكثير من الأشياء التي يمكنك القيام بها، ولكن في نهاية المطاف كل هذا يتعلق بشيء بسيط جداً. |
Ve çok iyi olmak büyük ihtimalle yapabileceğiniz en kötü şeylerden biridir. | TED | وأن تصبح جيد جداً هو أحد أسواء الأشياء التي يمكنك فعلها. |
Jim Gordon geliyor ve her türlü yardıma ihtiyacınız olacak bu yüzden neden Strange'e gidip Gordon ve Gotham Polis Departmanı'nı durdurmak istiyorsa yardımıma ihtiyacı olduğunu söylemiyorsun? | Open Subtitles | جيم غوردون قادم، وأنت تسير في حاجة إلى كل المساعدة التي يمكنك الحصول عليها، فلماذا لا تذهب أقول غريب |
Düşünebileceğin her türlü oyun var burada. | Open Subtitles | - مرحباً. كل الألعاب التي يمكنك تخيلها موجودة هناك. |
Aynen dediğin gibi, Gri Ticaret akla gelecek her türlü kaçak malın satışını yapan online bir ticaret sitesi. | Open Subtitles | ،كما سبق وأن قلت التجارة الرمادية" هي سوق غلى الانترنت تحتوي على كل الممنوعات التي يمكنك تخيلها |
Joe, git Quagmire'ı bul ve bulabildiğin her türlü teknolojik aleti yanında getir. | Open Subtitles | (جو) أحضر (كواغماير) وكل التكنولوجيا الحديثة التي يمكنك إيجادها |
Bu olmadan bile video ile yapabileceğiniz basit numaralar var, nasıl atış yapabileceğiniz gibi, ki bu da aslında gerçekleşmekte olan şeyi yanlış tanıtabilir. | TED | حتي بدون ذلك، توجد العديد من الحيل البسيطة التي يمكنك فعلها بالفيديو ككيفية أخذ لقطة قد لا تعبر بصدق عما يحدث بالفعل. |
Bu kendi bilgisayarınızda yapabileceğiniz türden bir şey. | TED | هذه فقط بعض الأشياء التي يمكنك عملها على حاسوبك. |
Ve dua edecekseniz, bu yapabileceğiniz en bencilce dilekmiş gibi görünür. | TED | وإنها تبدو مثل أكثر الطلبات التي يمكنك طلبها غروراً إذا ما كنت ستصلي. |
Bir operasyonun tam ortasında, mesaj göndermek... yapabileceğiniz en tehlikeli şeylerden biridir.. | Open Subtitles | إرسال الرسائل في منتصف عملية هي من أكثر الأشياء التي يمكنك أن تفعلها خطورة |
yapabileceğiniz başka testler de vardır, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن يكون هناك المزيد من الاختبارات التي يمكنك القيام بها، أليس كذلك؟ |