Pekala ikili çözümleme sürecimdeki diğer bir adım birbirine benzer bilgi parçalarına bakmak. | TED | المرحلة المقبلة بعملية التحليل الثنائية هي النظر إلى قطع المعلومات المتشابهة فيما بينها. |
Sistemin dehası şu ki, verilen bir ikili kod diziliminin kendisine ait önceden belirlenmiş bir anlamı yoktur. | TED | عبقرية هذا النظام تكمن في أن تسلسل معين من الاعداد الثنائية ليس له دلالة محددة مسبقًا بحد ذاته. |
İkili bilgi telefonunuzu çalıştırıp ve doğru çalıştırdığı gibi telefonunuzu patlatabilir de. | TED | المعلومات الثنائية تجعل هاتفكم يعمل، وباستخدامها بشكل صحيح، يمكنها جعله ينفجر. |
çift dirsek teknolojisi, nokta atış,geri tepme yok, titreşim yok. | Open Subtitles | الثنائية تكنولوجيا كام، بدقة متناهية، الصفر الارتداد، و لا الاهتزاز. |
Gerçekten ihtiyacım olan nem üreticilerinin ikilik dilinden anlayan bir robot. | Open Subtitles | الذى احتاجه حقا هو رجل آلى يفهم اللغة الثنائية لرطوبة الفابوراتورس |
Peki sanal ağlara bu geniş açıdan bakmaya başladığınız zaman hayatıınızı ikili bilgi ile harcamak heyecan verici görülebilir. | TED | عندما تنظر إلى السيبرانية بهذا الشكل، فإن قضاء حياتك بغربلة المعلومات الثنائية يبدو أمرا مثيرا. |
Her saniyede bu ikili bilgilerde her küçük detay üzerinden bu seviyede haftalara, aylara bağlı olarak yola çıkabilir. | TED | يمكننا مراجعة كل التفاصيل الصغيرة بالمعلومات الثنائية في بضعة ثوان، عوض أسابيع وأشهر عند هذا المستوى. |
Sanırım ikili karşıtlıklar (ya siyah, ya beyaz) her yeri sardı. | TED | أعتقد أن التعارضات الثنائية في كل مكان. |
Bunlar telif hakları yasası mantığının arz ettiği ikili karşıtlık. | TED | هذان هما نوعان رئيسيان من المعارضات الثنائية داخل منطق قانون حقوق النسخ. |
Ahlaki kavramlar, sadece ikili ilişki içerisindeki nesnelerin nitelendirilmesine gönderme yapar. | Open Subtitles | إن الاعتبارات الأخلاقية تتطلب صفات جوهرية، التي تعتمد فقط على العلاقة الثنائية. |
İkili kanepeler bir ilginç. Sanki birisi demiş ki: | Open Subtitles | الأريكة الثنائية هي سلعة شيّقة، قال رجل ما: |
Bilgisayarın verilere dayanarak ürettiği ikili kod mantığına dayanıyor. | Open Subtitles | يعتمد ذلك على الشيفرة الثنائية التي سيستخدمها الكومبيوتر للاستنتاج |
Kestiğim için özür dilerim, ama eğer bize şu anda yardım ederseniz, ülkelerimiz arasındaki ikili ilişkilere katkıda bulunmuş olursunuz. | Open Subtitles | أعذرني يا سيدي , لكن إذا ساعدتنا ستساهم في العلاقات الثنائية بين بلداننا |
Yeni bir Fransız-Amerikan iş dünyası, ikili ticaret teşvik değil sadece hangi... | Open Subtitles | بشركة الأعمال الأميركية في التجارة الثنائية التي ... لا يتم فقط تشجيع |
İkili sistemler için sonsuz boyutlu homolojik cebir. | Open Subtitles | الأبعاد الجبرية اللانهائية المتشابهة للأنظمة الثنائية |
Seni evine Genesis'in ömürlük çift bıçaklı tıraş makinesiyle uğurluyoruz. | Open Subtitles | سترحل مع مخزون مدى العمر من شفرات جينسيس الثنائية النصل |
Normalde uzmanlık alanım, çift fotonlu polimerizasyon üzerinedir. | TED | مجال عملي اليومي يسمي بلمرة الفوتون الثنائية. |
30 milyar dolar, her yıl Afrika'ya giden çift taraflı yardım bütçesinin tamamından daha fazla. | TED | ثلاثون مليار دولار هذا الرقم يفوق ميزانية المساعدات الثنائية التي تذهب لإفريقيا كل سنة |
Wachowski'nin senaryosuna göre, aydınlanmış insanın sadece bağlantı kurması ve Matrix'in, bir helikopteri uçurabilmeyi saniyeler içerisinde öğrenmek için neon ikilik kodunu kırması gerekir. | TED | وفقا للنص الـويشوسكي، فإن على الإنسان المتيقظ فقط أن يربط نفسه ويخترق شفرة النيون الثنائية للمصفوفة ليتعلم كيف يقلع بطائرة هليكوبتر في بضع ثوان. |
En sevdiğin düeti hatırladım. | Open Subtitles | اذكر الاغنية الثنائية المفضلة لديك |
Hepimiz biliyoruz ki siz ikinizin düetleri en iyi hareketimiz. | Open Subtitles | جميعنا نعلم ذلك بأن عمل الثنائية بينكم هي أفضل فرصة لنا. |