"الجافة" - Translation from Arabic to Turkish

    • kurumuş
        
    • kuru
        
    • kurutulmuş
        
    • çorak
        
    • kurur
        
    • kuruyup
        
    • bu kurak
        
    Ve boynuna asılırken o kurumuş ve yaşlı kulağına fısıldayacağım: Open Subtitles و أثناء تشبثي بعنقه سأهمس في تلك الاذن الجافة القديمه
    Köpek kulağı sizin kulak dediğiniz kurumuş kayısıdan dört kat daha hassasdır. Open Subtitles أذن الكلب حساسة أكثر بأربع مرات من مشمشتك الجافة التي تسميها إذنا
    Sadece Montana'da 6.400 kilometre kurumuş dere var. TED فعلى سبيل المثال هناك 4000 ميل من الجداول الجافة في ولاية مونتانا وحدها
    En belirgin etkileri, kuru nesnelerin ıslak sanılması ve yüzeylerin nefes aldığı hissi. TED تشمل أهم أعراضها الجانبية الإحساس بأن كل الأشياء الجافة رطبة وأن الأسطح تتنفس.
    80 ölçek kurutulmuş meyve. Open Subtitles ثمانون باوند من الفاكهة الجافة
    Kısıtlı mesleği olanlar kurumuş salyangozları hatırlattı ona. Open Subtitles الذين يعملون بالمهن المقيدة يذكروني بالقواقع الجافة.
    kurumuş yaşlı çam ağacının olduğu dönemece geldik. Open Subtitles وصلنا إلى ذلك الإنحناء هناك عند شجرة الصّنوبر القديمة و الجافة تلك
    Sus ve adama kurumuş bayat pastanı ver. Ben de eve gideyim. Open Subtitles أوه، اخرسي وأعطي الرجل كعكة البندت الجافة القديمة حتى أتمكن من العودة للبيت
    Gövdede çok fazla kurumuş kan var. Open Subtitles إجعليه الكثير من الدماء الجافة على جذع الشجرة
    Tam burada dar bir kanyonda kurumuş bir nehir yatağı var. Gördün mü? Open Subtitles تماماً خلال الأنهار الجافة فى الوادي الضيق، تري ذلك؟
    Milyonlarca kuş olur. Dereler nehirlere, kurumuş düzlükler göllere dönüşür. Open Subtitles فيها ملايين الطيور وجداول تحولت لأنهار والسهول الجافة لبحيرات
    Bu dişiyi kurumuş bir göl yatağında... çamura batmış halde buldular. Open Subtitles وجدوا هذه الأنثى عالقة في الوحل، اصابها الأعياء في قاع البحيرة الجافة
    kurumuş doku, kurbanın yüz hatlarını tamamen bozmuş. Open Subtitles الانسجة الجافة قد شوهت تماما ملامح الضحية.
    Evet, ağzının çevresindeki bu kurumuş köpük, o sonuçla uyumlu. Open Subtitles أجل،حسنٌ،تلك الرغوة الجافة حول فمه تتوافق مع هذا الاستنتاج
    Fazladan aldığın kuru gıdaları sırt çantana ya da cebine koyabilirsin. Open Subtitles السلع الجافة الفائضة رائعة جدا فى حقيبة الظهر أو فى جيبك
    Belki aynı kuru temizleyiciye ya da aynı tamirciye gidiyorsunuzdur. Open Subtitles ربما تذهب الى المكانس الجافة نفسه , استخدام نفس ميكانيكي
    Saat 3'ten sonra kuru yengeç yemek mi? Hayır, hayır. Open Subtitles السلطعونات الجافة بعد الساعة الثالثة انة امر لا يجب فعلة
    Burda da tarçın kurutulmuş gül goncaları knee... kişniş, safran anason, defne, susam nail, kakule... Open Subtitles أيضا هناك القرفه ، وربع البنس براعم الوردة الجافة الركبه...
    Madagaskar'ın çorak güneybatısı yıllar içindeki en yüksek yağışı almış durumda. Open Subtitles لقد تلقت أراضي جنوب غرب مدغشقر الجافة أعلى هطلٍ منذ أعوام
    Rossi gibi adamlar batırırlar. senin gibi adamlar kurur. Open Subtitles الرجال مثل سخيف روسي الرجال مثلك الجافة.
    Şu an bunu hayal etmek kolay değil ama Avustralya'nın bu kurak ve tozlu iç kısımlarında eskiden bir süreliğine bir iç deniz bulunuyordu. Open Subtitles ، من الصعب التصور الآن أن هنا في هذه الأرض الجافة ، المغبرة من أستراليا كان موجودا ، لولهة من الزمن ، بحر داخلي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more