Böylece onları dağ geçidine süreceğiz sıcak kapılar dediğimiz yere. | Open Subtitles | مِن الآن، نحن سنرسلهم إلى الممر الجبلي نسميها البوابات الضيقة. |
Su için durup hava kararmadan dağ geçidine doğru yola çıkacağız. | Open Subtitles | نحنُ سنبقى هنا من أجل الماء ونندفع إلى الممر الجبلي بالمساء. |
Yani eğer müdahaleye dair bir benzetme ile bitirebilirsem, düşünmemiz gereken dağ kurtarma gibi birşey. | TED | ويمكنني أن ألخص فكرة التدخل الدولي بمثال وهو طريقة يجب علينا أن نفكر فيها وهو ان التدخل الدولي يشبه الانقاذ الجبلي |
dağ kurtarma çalışmasına baktığınız gibi bakmanız gerekir. | TED | خاصة عندما ننظر الى سياسة الانقاذ الجبلي |
Tamam, dur orada bakalım dağlı. Neden bıçağı yere koymuyorsun? | Open Subtitles | حسنا, أيها الجبلي, لم لا تضع السكين جانبا ؟ |
"dağ çiçekleriyle ağaçlar var her yerde!" | Open Subtitles | العشب الجبلي أزهر والأشجار العالية أصبحت أوطئ |
Şef, dağ aslanını kafesine sokmaya çalışmayacak mıyız? | Open Subtitles | أيها الرئيس ، ألا يجب أن نحاول إعادة الأسد الجبلي لقفصه؟ أكرر |
dağ şeklinde oturak, ...az sayıda üretildi, ekstra uzun, 120 cm. | Open Subtitles | انه مقعد من النوع الجبلي المقياس المحدد منذ مدة أن يكون الطول 120 سنتيمتر |
dağ Manzaralı Endüstriyel Park'da. Anladın mı? | Open Subtitles | في متنزهِ المنظر الجبلي الصناعيَ، هَلْ تَفْهمُ؟ |
Tropikal ormanlardan çok yüksekteki, tenha dağ platoları. | Open Subtitles | السهل الجبلي المنعزل يرتفع عالياً فوق الغابة. |
"dağ keçisi gibi sağlam ayakları Kır tavşanı gibi hızlıydı. | Open Subtitles | ثابت القدم كالماعز الجبلي وسريع كالصاروخ |
Oh, ne güzel dağ havası. | Open Subtitles | أيمكنكما أن تشمّا رائحة الهواء الجبلي النقي؟ |
An-Sara'nın dağ rezervine kadar şu su kemerlerini takip edebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا إتباع هذه القنوات، الى الخزان الجبلي في "آن سارا". |
Su için duralım, gece varmadan dağ geçidine ulaşmaya çalışalım. | Open Subtitles | سنتوقف عند الماء و نعبر الممر الجبلي في اللليل |
İki kayık çalıp bize danışmadan dağ geçidini kullandın. | Open Subtitles | لقد سرقت زورقين واستخدمت الممرّ الجبلي بدون علمنا. |
Yağmur ve dolu, dağ geçidinin hain olduğunu kanıtlar nitelikteydi. | Open Subtitles | لكن مع الأمطار والبرد كان الطريق الجبلي وعرا |
Bisikletimin selesinden kalkıp, aşağı indim bacaklarımı pompalamaya başladım ve soğuk dağ havasını emer gibiydim. Soğuk havanın ciğerlerimi yakışını hissedebiliyordum ve yüzümde ışıldayan güneşi görmek için yukarı baktım. | TED | ونهضت من على مقعد دراجتي ، وبدأت أدفع بقدمّي بقوة ، وأستنشق الهواء الجبلي البارد ، شعرت باحتراق الهواء في رئتّي ، ورفعت بصري لرؤية الشمس تسطع في وجهي. |
Ve dağ sırasını kıyı düzlüğüyle bağlayan Shephelah adlı bir alan var, doğudan batıya doğru uzanan vadi ve tepeler serisini oluşturuyor ve Shephelah'ı izleyebilir, Shephelah'tan geçerek kıyı düzlüğünden dağlara varabilirsiniz. | TED | وتربط بين النطاق الجبلي والسهل الساحلي منطقة سميت شفيللا، وهي عبارة عن مجموعة من الوديان والأخاديد تمتد من الشرق إلى الغرب، وشفيللا كانت السبيل لتمضي إلى الجبال من السهل الساحلي. |
Yanımda getirdiğim güzel dağ çayından. | Open Subtitles | من الشاي الجبلي الذي أحضرته لك |
Küçük dağlı çobanı buldum. | Open Subtitles | وجدتُ الفتى راعى الأغنام الجبلي |
Yani, Millicent'in, peşinden koştuğun o yaşlı pumadan 10 kat daha seksi olduğunu göz önüne alnca, öyle olman da lazım. | Open Subtitles | أَعْني، لربما أكون مثلك بإعتبار أنها أكثر إثارة بعشر مرات من القط الجبلي الذي كنت تلاحقه |
"Şu yoğurdu sarımsaklasak da mı saklasak? | Open Subtitles | كيف الكثير من الخشب هل يمكن أن تشاك الفأر الجبلي |