Bu yöntemi kullanarak, ilk sekiz kök 32 karakter oluşturmanızı sağlar. | TED | من خلال استخدام هذه الطريقة، ستمكنكم الجذور الثمانية الأولى من بناء 32 حرفًا. |
Hatta kendi kök yarışlarını azaltarak çocuklarına hareket alanı sağlıyor. | TED | حتى أنها تُقلّص من حدة تنافس الجذور لديها. لعمل مساحة كافية لأطفالها. |
Ve öğrendiğim her şeyi Kökler adlı bir kitapta topladım. | Open Subtitles | و تلك الأشياء التي تعلمتها كتبتها في كتاب أسميته الجذور |
Ağaçlar olduğunda Kökler suyu tutar. | TED | عندما يكون لديك الأشجار، نظام الجذور يتمسك بالماء. |
Tarla faresi elma ağacını kuşatır. Çam faresi kökleri öldürür. | Open Subtitles | فئران الحقول تحيط بأشجار التفاح فئران أشجار الصنوبر تقتل الجذور |
Ağaçların büyümesi için, kök sisteminden getirilen fotosentez ve besinlerden elde edilen şekerleri büyümenin olduğu her yere götürmeleri gerekir. | TED | تحتاج الأشجار حتى تنمو لتوصيل السكريات الناتجة من التركيب الضوئي والمغذيات التي يجلبها نظام الجذور إلى منطقة النمو أينما كانت. |
Eğer kök sistemine daha yakından bakarsanız, bir sürü, bir sürü değişik mikrop kolonileri olduğunu görürsünüz. | TED | لو قمت بنظرة فاحصة على نظام الجذور لو جدت العديد والعديد والعديد من مستعمرات الميكروبات المختلفة |
Ve bu da -- yine bir bağlantılı kök sistemi, onu genetik olarak özdeş bir birey yapıyor. | TED | و مرةً أخرى يعود ذلك إلى نظام الجذور المترابطة التي تجعل منها كائن واحد متطابق وراثياً |
İşte burada, sol tarafta interneti, ve sağda , kök yapısnı görüyoruz. | TED | هنا على اليسار لدينا شبكة الانترنت وعلى اليمين لدينا الجذور المتشعبة |
Eh, insan bir yerlere kök salmalı. | Open Subtitles | حسنًا ، على الرجل أن يزرع الجذور في مكان ما |
Yani, tek bir kök sistemine sahip tek bir dev organizma olduğu bulundu. | Open Subtitles | وأن هناك خلية واحدة ضخمة متصلة بنفس الجذور |
Böylece çok yaprak kaybettiklerinde, Köklerini bırakırlar. Bir çeşit dağlama yaparlar ve Kökler ölür. | TED | فعندما يفقدون جرم الورق ، يكوون الجذور يكوونها بشكل ما والجذور تموت |
Elbette Kökler o bitkinin sulu kalması için gereklidir. | TED | و بالطبع فإن الجذور مطلوبة لإرواء النبتة. |
Görünen o ki deri yüzeyinin altında, saçımızı oluşturan Kökler yaşamaya devam ediyor. | TED | تحت سطح الجلد، تبقى الجذور التي تولد الشعر على قيد الحياة. |
Ve topraktaki canlılar çalışmaya başlar, esasında bu kökleri çiğnerler ve onları ayrıştırırlar -- solucan, mantar ve bakteriler -- sonuç yeni topraktır. | TED | والفصائل في التربة تذهب للعمل ببساطة تعلك هذه الجذور محللة إياها دود الأرض الفطريات البكتيريا والنتيجة هي سماد جديد |
Gövde üzerinde veya orman tabanında kökleri yoktur. | TED | ليس لديهم الجذور التي تدخل في الجذوع ولا على أرض الغابة. |
Babamın tanrıları, bu kökü lanetleyin ve ölümcül yapın. | Open Subtitles | بحق آلهه ربي تلعن هذه الجذور وتجعلها مميته |
En son ne zaman alkolsüz bira içtiğimi hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع تذكر آخر مرة شربت فيها بيرة الجذور |
Görünüşe bakılırsa, çocukluğumdaki annemin bahçesindeki tomurcuklar onun halesinden ayaklarımızın altındaki köklere uzanmışlardı. | TED | يبدو أنه خلال طفولتي، البراعم من حديقة أمي شفيت من طريقة قداستها إلى الجذور في باطن أقدامنا. |
Ağacı kökünden sallayacağım, meyveleri toplayacağım sonra ağacı koparıp atacağım da neler olduğunu anlayacağım. | Open Subtitles | سأهز الشجرة من الجذور لتسقط الثمار أبحث خلال الثمار المتساقطة محاولاً إكتشاف ماذا يحدث |
Tohumlardan üretilmiyorlar; köklerden aşılanıyorlar; doğada kendi başlarına bulunamazlar. | TED | لم يتم إستنباتها من البذور بل من الجذور لم تكن لو تنبت في الطبيعة لوحدها |
Bu incir ağacının dışarıdaki köklerinin arasında yaşıyor. | Open Subtitles | يعيش وسط الجذور الهوائية المكتظة لهذه التينة. |
Bununla, kendini köke bağlayacaksın. | Open Subtitles | بواسطتنا, فأنت قدّ وجدت نفسك مُعلقاً حتى الجذور |
Bu da Root and Shoot denilen programı tam olarak burada Tanzanya'da başlattı ve şimdi dünya çapında 97 ülkeye yayılmış halde. | TED | وأدى ذلك إلى هذا البرنامج الذي نطلق عليه الجذور والبراعم، الذي بدأ هنا في تنزانيا وانتشر الآن إلى 97 دولة حول العالم. |
Mikroplar ve mantarlar bu kökten ağ boyunca yaşarlar. | TED | تعيش الميكروبات والفطريات داخل هذه الشبكة من الجذور. |
Köklerin gelişmesi zaman alır, geliştikleri vakit de bir şeyler filiz verir. | Open Subtitles | هذه الجذور تحتاج الى وقت لتنمو وعند حدوث ذلك تظهر البراعم الصغيره |
Avrupa romantizminin Köklerini görüyorsun... ve ama diğerlerinden çok farklıdır. | Open Subtitles | يمكنك رؤية الجذور فى الرومانسية الأوروبية وحتى الآن انها مميزة |
Bir katolik kilisesi. Katolik köklerimi karıştırmak istemeyiz, değil mi? | Open Subtitles | لا يمكننا العبث مع الجذور الكاثوليكية أليس كذلك؟ |