Kadını geri getirmek için başka bir adamı göndermek cesaret işi. | Open Subtitles | إنه لمن الجرأه أن يرسل شخصآ اخر ليسترد زوجته |
Daha önce de karşı karşıya geldik. cesaretin olmadığını ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | لقد اجتزنا هذا من قبل ونحن نعرف أنك لا تملك الجرأه |
İstediğim şeyi yapıyorum ama sen karşıma geçip işimi mahvettiğini söylemeye cüret edebiliyor ve gerçekten değiştiğine inanmamı bekliyorsun. | Open Subtitles | أنا أفعل ما أريد, و أنتى تملكيين الجرأه و تنادينى بى أنتى تحطمين أشيائى و بعدها تنادينى أنتى فعلا قد تغيرتى ألبرتا |
Planlayarak bir cinayet işlemeye sende yürek yok ki. | Open Subtitles | لا تمتلك الجرأه الكافيه لتخطط لجريمه قتل ناجحه |
Banka falan soyamaz, bu herifte öyle taşak nerede... | Open Subtitles | لن يتمكن من سرقة البنك لا يملك الجرأه لذلك |
Evime geldiğine göre bir hayli taşaklı olmalısın. | Open Subtitles | لديك الكثير من الجرأه للقدوم لمنزلي |
Buraya gelip te, yüzünü gösterecek cesareti bulabileceğini hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | أنا فقط لم إعتقد أنّه لديك الجرأه لتظهر وجهك. |
Daha altı dakikadır falan polissin ama üssünü araştırma cüretini mi gösteriyorsun? | Open Subtitles | انت اصبحت شرطي منذ 6 دقائق , ولديك الجرأه في التحقيق عن رئيسك ؟ |
Olsaydı da, asla dinleyecek cesaretim olmazdı. | Open Subtitles | وان كان لدي .. لن تكون لدي الجرأه لـ استمع اليه |
- Ne demek istediğini söyle, biraz taşağın olsun. Söyle! | Open Subtitles | قل مالذي تعنيه تحلَ ببعض الجرأه وقلها |
Görünen o ki Eric Kahn hala doğruluk mu cesaret mi oynuyor. | Open Subtitles | يبدو أن إيريك خان لا زال يلعب الحقيقه أو الجرأه |
Sarhoş bir demet, azgın üniversiteliyle doğruluk mu cesaret mi oynamama imkan yok. | Open Subtitles | مستحيل أن ألعب لعبة الحقيقه أو الجرأه بوجود مجموعه من السكارى وطلاب الجامعه المسُتثارون |
Bunu yapmak cesaret ister. | Open Subtitles | مبارك ليس لدى الكثير من الناس الجرأه لفعل ذلك |
Bunu daha önce de yaşamıştık. İkimiz de biliyoruz ki bunu yapacak cesaretin yok. | Open Subtitles | لقد اجتزنا هذا من قبل ونحن نعرف أنك لا تملك الجرأه |
Eğer bunu yapacak cesaretin varsa ıskalamasan iyi edersin. | Open Subtitles | إذا كانت لديكَ الجرأه للقيام بذلك، فالأفضل ان ألا تضيعها. |
İntikam için cesaretin olacağını hiçbir zaman düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم افكر ابداً اًن تكون لديكَ الجرأه للانتقام. |
Böyle bir şeye nasıl cüret edersin? | Open Subtitles | من أين حصلت على الجرأه لتقترح شيء مثل هذا ؟ |
Pislik, yaptığın işin arkasında duracak yürek yok mu sende? | Open Subtitles | ايها الوغد، اليس لديك الجرأه للاعتراف بذلك؟ |
Sende o tetiği çekecek taşak yok. | Open Subtitles | أنت لست لديك الجرأه كى تسحب هذا الزناد |
Benim taşaklı olabileceğimi düşünmedin. | Open Subtitles | لم تعتقد بأني أملك الجرأه |
Bu polisin tetiği çekecek cesareti yok, değil mi, evlat? | Open Subtitles | هذا الشرطي ليست لديه الجرأه لضعط الزناد |
O pislik, sarılmama karşılık verme cüretini gösterdi. | Open Subtitles | هذا اللعين آتته الجرأه ليبادلني العناق |
Büyük'e aslında benim rahatsız olduğumu söyleyecek cesaretim yoktu. | Open Subtitles | لم تكن لي الجرأه لأخبر "بيغ" انه كان يزعجني |
"Sağlam taşağın varmış, teşekkürler J. Orada çok korkmuştum" de. | Open Subtitles | قل "شكرا لك يا جى لان لديك بعض الجرأه" لقد خٌفت هناك " |