| Adamların Gümrük binasının dışındaki bir nöbetçiye yardıma gelmişlerdi. Kalabalığın sataşmalarına maruz kalıyordu. | Open Subtitles | جاءني أحد رجال الجمارك يطلب المساعدة قد أنتهك من قبل حشد من الناس |
| Babamın işini yapan tüccarlarla ve Gümrük görevlileriyle iyi ilişkilerimiz var. | Open Subtitles | لدينا علاقات بالتجار ورجال الجمارك الذين يحافظون على تجارة والدي سارية. |
| Gümrük ve Tekel Bakanlığı geçen senenin hasılatını size borçluymuş. | Open Subtitles | مصلحة الجمارك والرسوم تدين لك بنصف إيرادات نصف العام الماضي |
| Haydi, bavullarımızı gümrükten geçirelim. | Open Subtitles | هيا لنحمل حقائبنا عبر الجمارك هذا شئ لا اقلق عليه |
| gümrükte kayıtların tutulduğu bir veritabanı olmalı. Bana hemen bir isim bul. | Open Subtitles | يجب أن يكون لدى الجمارك قاعدة بيانات فلتحصل لى على اسم إذن |
| Bu baskınlarla ele geçen belgeler de sevkiyat belgelerini de değiştirdiklerini ortaya koymuştu böylece Gümrük memurları, bu malları ilk kimin yolladığını asla anlayamıyorlardı. | TED | والمستندات التي عثر عليها خلال المداهمات بينت أنهم قاموا بتزوير أوراق الشحن لذا لم يكن لدى الجمارك أي علم بمن أرسل المنتجات من البداية. |
| Bu ABD Gümrük ve Sınır Güvenlik odası, John F.Kennedy Uluslararası Havaalanında bir kaçakçılık odası, | TED | هذه غرفة الجمارك وحماية الحدود الأميركية، غرفة الممنوعات ، في مطار جون كنيدي الدولي. |
| Bir Gümrük memuru bir kısmını çaldı bir kuyumcu kesti ve doktor da sattı. | Open Subtitles | رجل الجمارك قد سرق بعضاً منهم البئع قد عدهم و طبيب العيون قد باعهم |
| Mike, bu imkansız. Onu direk olarak vergi şubesine alacaklar. Gümrük polisi orada olacak. | Open Subtitles | هذا مستحيل فسيسلمونة فوراً الى مباحث التهرب من الضرائب و الجمارك و رجال المباحث الفيدرالية |
| Bir kamyon dolusu silah ortadan kaybolunca Gümrük, New York Polisi'nin tepesine binip cevap bekliyor polis de, kolay lokma olduğumuz için, bizim tepemize biniyor. | Open Subtitles | عندما تختفي شاحنه محمله بالاسلحه عندئذ يذهب ضباط الجمارك الي شرطة نيويورك بحثا عن اجابات عندئذ ياتوا الينا |
| Verbal, bu bey Gümrük Dairesinden Ajan Kujan. | Open Subtitles | فيربال هنا العميل كويان من قطاع الجمارك تشرفت |
| Gümrük görevlisi kimdi o gece? | Open Subtitles | من كان المسؤول عن الجمارك في تلك الليلة ؟ |
| "Chestertown'da Gümrük binasını yaktılar iki sulh hakimini katranlayıp tüye buladılar. | Open Subtitles | في تشيسترتاون أحرقوا مراكز الجمارك والقطران والريش اثنين من القضاة |
| İşte buradasın. Görüyorum ki gümrükten geçmişsin. | Open Subtitles | . هذه أنتِ رأيتكِ تتجاوزين الجمارك قبليّ |
| Sıradan bir bond çanta işte gümrükten geçerken kimsenin fark etmeyeceği bir çanta. | Open Subtitles | حقيبة جلدية ذات تصميم عادي ومقبض والتي يجب أن أعبر بها الجمارك دون أن يدركوا ذلك |
| Üzerinde Torcillo yazılı olan herşey, kolayca gümrükten geçer. | Open Subtitles | يمر أي قفص مغلق من خلال الجمارك في أعظم الهدوء. |
| gümrükte aranıyorsun, o yüzden sana yeni pasaport çıkarttım. | Open Subtitles | ستتأخرين عند الجمارك لذا جلبت لكِ بعض الصحف الجديدة. |
| Uçağa girmek için son üç saattir gümrükte bekliyormuş. | Open Subtitles | لقد كان في الجمارك خلال الثلاث ساعات الماضية يرتيب أموره للرحلة |
| Az önce Ajan Turner gümrüğü geçmek için güvenlik yetkisini kullandı. | Open Subtitles | العميل تيرنر إستخدم كودا أمنيا لتجاوز الجمارك |
| İmkansız. Onu İç İşlerine, gümrüğe ve FBI'ya teslim ederler. | Open Subtitles | هذا مستحيل فسيسلمونة فوراً الى مباحث التهرب من الضرائب و الجمارك و رجال المباحث الفيدرالية |
| Malın hangi fabrikadan geldiğini gümrükçüler bu akşam açıklayacak. | Open Subtitles | فى كلتا الحالتين سنكتشف الأمر مساءً، عندما تقوم شرطة الجمارك بغارة على المصنع الذى صُنعت فيه سراويل الجينز |
| Belki de malları Gümrüğün ilgisi azalana kadar saklamayı düşünüyordu. | Open Subtitles | ربما يظنُ أنَ بإمكانهِ إخفاء الشحنة حتى تفقدَ الجمارك الإهتمام |
| DEA, ICE ve U.S. Marshal'ı katmıyoruz bile. | Open Subtitles | ناهية عن ذكر مكافحة المخدرات و الجمارك و المارشالات. |
| Özel Ajan Kujan, Amerikan gümrüğünden! | Open Subtitles | العميل الخاص ديفيد كوجان.من قطاع الجمارك |
| Kocası New York'ta ölü bulunmuş ve havaalanında gümrüktekiler tarafından bir sürü parayla ele geçirilmiş. | Open Subtitles | لقد عثر على زوجها مقتولاً في نيويورك و أمسك بها في المطار من قبل الجمارك و هي تحمل مبلغاً طائلاً |
| - Sınır devriyesi mühürlü araçları aramıyor. - KASTA ile ilgili. | Open Subtitles | حسنٌ، دورية الجمارك لا تفتش الشاحنات إنّه اتفاق الشراكة الحرة الأمريكي |
| Polonya'dan gelinliği geldi ama müşteri hizmetlerinde takıldı. | Open Subtitles | ثوبها وصل من بولندا و عالق في الجمارك هناك. |
| Son olarak da, senin o lanet kafanı keser ve Gümrükteki arkadaşlarına gönderirler. | Open Subtitles | واخيراً وليس آخراً سيقومون بقطع عنقك وسوف يرسلونه إلى رفاقك في الجمارك |