Sanatlar arasında birçok farklılıklar vardır, ama aynı zamanda evrensel olan, kültürler arası estetik zevkler evrenseldir. | TED | هناك العديد من الاختلافات في الفنون، مع ذلك هناك أمور عامة، بين الثقافات حول المتعة الجمالية و القيم. |
Ve hesaba katılmalıdır ki, izole olmuş avcı-toplayıcı grupların estetik anlayışları hakkında ne biliyorsak bunlar, 19. ve 20. yüzyıllara kadar gelmişlerdir. | TED | وينبغي أن نأخذ في الإعتبار ما نعرفه عن المصالح الجمالية للعصابات البدائية المعزولة و التي استمرت بين القرنين التاسع عشر و العشرين |
Kısa bir şekilde o güzel manzaraların manyetik çekimini, ve estetik zevkin önemli kaynaklarını düşünün. | TED | تأمل للحظه في مصدر مهم من المتعة الجمالية الجذب المغناطيسي للمناظر الطبيعية الجميلة |
Soyut düşünme yerine, estetik yargılar tüm bildiklerimizi bilmemizi sağlayan sürece rehberlik eder ve şekillendirir. | TED | ان الاحكام الجمالية بدلاً من التجرد المنطقي هي التي تقود العملية التي توضح لنا معرفتنا التي نعيها |
Ali, sağını bir yumruk daha atmak için hazırlamıştı ama hiç atmadı adamın yere düşüşündeki estetiği, sakar bir yumrukla bozmak istemiyor gibiydi. | Open Subtitles | وكان علي حقه الجاهزة لكمة واحدة أكثر 'ولكن لم يسبق له ان القى به ، 'كما لو انه لا يريد أن يدمر الجمالية هذا الرجل يذهب إلى أسفل. |
Bunu yapınca, artık ışığın, soğutmanın ve gökle o kritik bağlantının estetik ve tasarım yararlarını elde edersiniz. | TED | إن فعلت، تحصل على الجمالية وفوائد التصميم من الضوء والبرودة وذلك الاتصال المباشر مع الجنة. |
Anlamlı bir mesaj, estetik, güzellik, kompozisyon, biraz ironi ve yapıtları dengelemeye odaklanıyorum. | TED | أركز على إرسال رسائل ذات مغزى، الجمالية والجمال والإنتاج وبعض السخرية والتحف. |
Çok sayıda otonom, koordine olmuş birimler estetik ifade için yeni renkler sunuyor. | TED | إن العدد الكبير من الوحدات الحرة المتناسقة يقدم لوحة من التعابير الجمالية. |
Sanatın estetik değerinden öte bir kullanımının olmadığına inanıyorlar. | TED | يعتقدون أنه ليس لديه أي استخدام عملي خارج حدود قيمته الجمالية. |
Ve bu fark ettiğim bir başka şeydi hiç Cary Grant kadar romantik olmasa da, yine de bir ürüne biraz estetik operasyon, estetik performans katmaya başlamıştı. | TED | وهذا شيئ اخر شعرت به ليس بالتاكيد بنفس مقدار الشاعرية مثل الممثل كاري جرانت, وبالرغم من ذلك بدات اجمع قليل من الجمالية, اداء العملية الجمالية في منتج |
Geleneksel kurumlarımızın kültürel otonomlarını zorlarken ve kuyusunu kazarken, potansiyel estetik dağarcığın kavramlarını temelinden genişletiyorlar. | TED | إنّهم يوسعون مفاهيمنا حول المفردات الجمالية بصورة جذرية، بينما يتحدون ويقللون من السطوة الثقافية لمؤسساتنا التقليدية. |
estetik ölçütleri henüz keşfedilmedi. | Open Subtitles | مجموعة من المعايير الجمالية لم تخرج بعد إلى الوجود معايير جمالية؟ |
estetik duygularımı tatmin edecek başka şeyler var mı, diye bir göz atayım. | Open Subtitles | دعني ألقى نظرة أخرى فقط لاشباع إحتياجاتي الجمالية |
Kardinal estetik yargılarına varırken asla etkilenmeyecektir... bir kadından. | Open Subtitles | في أحكامه الجمالية من قبل امرأة حتى امرأة قديسة مثلك |
Buradakileri... estetik ve duygusal değerleri için saklıyorum. | Open Subtitles | و ما ترينة أمامك أبقية هنا لقيمتة الجمالية و العاطفية |
Buradakileri estetik ve duygusal nedenlerden dolayı saklıyorum. | Open Subtitles | و ما ترينة أمامك أبقية هنا لقيمتة الجمالية و العاطفية |
Çünkü estetik güzellik bizi sakinleştirir ve yatıştırır. | Open Subtitles | لإن الناحية الجمالية تمنحنا هدوءً وسكينة |
Daha önce hiç göğüs ellememiş biri olarak konuşuyorum çok estetik bir çekiciliğe sahipler. | Open Subtitles | لأنني أتحدث كشخص لم يلمس أثداء من قبل بغمكاني القول أنني أقدر جاذبيتهم الجمالية |
İşte Hannah's zanaatı ve paylaştığı çalışmaları hem estetik hem çekici hem de yenilikçi olasılıkların kapısını aralıyor. | TED | اذا عمل هانا الحرفي وحقيقة انها شاركت نتائجها تفتح الابواب لسلسلة من الامكانيات الجديدة التي هي جذابة من الناحية الجمالية والابداعية. |
Size burada Core War'u gösteriyorum, işlemcilerin sınırlarından estetik bir avantaj sağlayan ilk oyunlardan biri. | TED | وأنا أريكم "الحرب الأساسية" هنا، التي هي لعبة مبكرة والتي تستفيد من الناحية الجمالية لأوجه قصور المعالج "البروسيسور". |
Evet, harika biri, onun birleştirdiği yolu seviyorum Japon tarzı Shuko'nun sokak stilinde bir estetiği. | Open Subtitles | نعم، انه عظيم، أعني، أنا أحب الطريقة التي يجمع بين... النظرية اليابانية من شوكو مع الجمالية على غرار الشارع. |