Herkes bunun çılgınca olduğunu söyledi çünkü hala dünyayı düz zannediyorlardı ama o doğrusunu biliyordu. | TED | ظنّ الجميع أنّ الأمر غير معقول لرسوخ اعتقادهم بأنّ الأرض مسطّحة، لكنه كان أعلم منهم. |
Herkes astrolojinin saçma olduğunu düşünür ama bence bu, onu anlamadıkları için böyle. | Open Subtitles | يظن الجميع أنّ علم الفلك مجرّد تفاهات لٔانهم لا يفهمونه |
Çocukluğundan beri Herkes senin dünyayı avucunda tuttuğunu düşünürdü. | Open Subtitles | منذ أن كنتِ طفلة، ظنّ الجميع أنّ العالم أجمع بين يديكِ |
Bu da niçin herkesi köprü çökecek diye uyardığının ve dakikalar sonra çöktüğünün cevabı var demek. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّ هناك جواب. أنت تعرف، لأنّك حذرت الجميع أنّ الجسر كان على وشك الإنهيار، وبعد دقائق، إنهار |
herkesi gözetlediğiniz bir dünyada sizi kimsenin izlemediğini düşündünüz. | Open Subtitles | أنت لمْ تعتقد بالتأكيد أنّ في عالم تُراقب فيه الجميع أنّ لا أحد كان يُراقبك. |
Git ve herkese Ze'nin artık bu işte olduğunu söyle. | Open Subtitles | بسرعة يا فتى؛ اهرب أخبر الجميع أنّ هذا العمل ملك ؛(ليل زي) وأننا سنبيع الممنوعات |
Neden Herkes aynı yolun kesin işe yarayacağını sanıyor? | Open Subtitles | لماذا يفترض الجميع أنّ الجميع يعمل بالطريقة عينها؟ نفعل ذلك كثيراً |
Ne de olsa Herkes bilir ki bir uçak iz bırakmadan kaybolamaz. | Open Subtitles | و ما ساعد هو معرفة الجميع أنّ الطائرة لا يمكن أن تختفي في طبقة هواء رقيقة |
Hasat raporu yayınlandığında, ...Herkes, istatistiklerin her zamanki şekilde olduğunu düşünecek. | Open Subtitles | عندما يخرج تقرير المحاصيل، سيعتقد الجميع أنّ العمل يسير كالمعتاد |
Herkes bunların sahte olduğunu, sergi olduğunu sandı. | Open Subtitles | ،إفترض الجميع أنّ هذه مزيفة .مجرد أدوات زينة في معرض |
Herkes babamın kalp krizinden öldüğüne inanıyor, ama ben gerçeği biliyorum... | Open Subtitles | يعتقد الجميع أنّ والدي مات بسكتة قلبيّة لكنّي أعرف الحقيقة |
Herkes, yalnız kurtların tek başlarına hayatta kalamayacaklarını bilir. | Open Subtitles | يعلم الجميع أنّ الذئاب الوحيدة لا تتمكن من النجاة. |
Haiti'de biz -- Herkes bize en az maliyetli şeyin aşı ve beslenme programlarına odaklanmak olduğunu söylüyordu. | TED | حسناً، بدأنا في هايتي ببناء... أكّد لنا الجميع أنّ المجدي اقتصادياً هو التركيز على التلقيح وربما تنظيم برنامج غذاء. |
Önümüzdeki bir saat boyunca ahlâkî doğruluk duygusunu sorgulayacağız bunu Herkes bilir, bazen yaptığınızın doğru olduğunu hissedersiniz ve bazen de yanlış olduğunu. | Open Subtitles | في هذه الساعة سنعاين حسّ العدالة الأخلاقيّة يعلم الجميع أنّ المرء قد يشعر أحياناً بأنّ شيئاً ما صائب ويشعر بأحيان أخرى بأنّ شيئاً ما خاطئ |
Herkes babamın iyi bir adam olduğunu sanıyordu. Ve kasabayı ayakta tuttuğunu. | Open Subtitles | لقد إعتقد الجميع أنّ أبي كان رجلاً صالحاً، وأنّه أبقى البلدة صامدة، لكنّهم لمْ يعرفوا... |
Kont'un biraz daha vadeli işlem elde etmesi gerekiyor, ...hazır hale geldiğimizde, Herkes hasat raporunun yanlış olduğunu öğrenecek, ...işte o anda herkesi panik saracak, ...biz de Çin duyurusunu yapacağız. | Open Subtitles | على "الكونت" إكتساب المزيد من العقود الآجلة، ثمّ عندما يرى الجميع أنّ تقرير المحاصيل خاطئ، ويحلّ الذعر، عندها سنعلن عن الصين |
Belki de gidip herkesi Elena'nın hayatta ve iyi olduğuna inandırmalı ve laf arasında Damon'un beni nereye gömdüğünü sormalıyım. | Open Subtitles | ربّما أذهب وأقنع الجميع أنّ (إيلينا) حيّة وبخير. وسأسأله على نحو عرضيّ أين دفنني (دايمُن). |
Belki de gidip herkesi Elena'nın hayatta ve iyi olduğuna inandırmalı ve laf arasında Damon'un beni nereye gömdüğünü sormalıyım. | Open Subtitles | ربّما أذهب وأقنع الجميع أنّ (إيلينا) حيّة وبخير. وسأسأله على نحو عرضيّ أين دفنني (دايمُن). |
Anahtar değiş tokuşu herkesi Tıngırtı'nın Badillo'yu öldürdüğüne ikna etti. | Open Subtitles | إستبدال المفتاح أقنع الجميع أنّ (جانغلز) قتل (باديو). |
herkese bu işlerin artık Li'l Zé'ye ait olduğunu ve kokain sattığımızı söyle. | Open Subtitles | أخبر الجميع أنّ هذا العمل ملك ؛(ليل زي) وأننا سنبيع الممنوعات |
Neden film kiralama dükkanında takılıp herkese, Kevin Spacey'nin Keyser Soze olduğunu söylemiyorsun? | Open Subtitles | لم لا تتجوّلُ في متجر الأفلام وتخبر الجميع أنّ (كيفن سبيسي) هو "القيصر سوزه"؟ وبالمناسبة |