Lübnanlı trol teknesine binen herkesin resmini çekmiştik. | Open Subtitles | تصورين الجميع الذين يصعدون على متن سفينة الصيد اللبنانية |
İşte şimdi bu yüzden Saul dayınız, Tommy dayınız ve ben burada çalışıyoruz, dedeniz de burada çalışan herkesin, ailedenmiş gibi hissetmesi için çok çaba harcamıştı. | Open Subtitles | وعمك تومي وانا عملنا هنا ، ولكن حاول أبي بصعوبه جدا ان يجعل الجميع الذين عملوا هنا يشعرون بأننا أسرة. |
herkesin benden olgunlaşmamı ya da değişmemi istemesinden yoruldum. | Open Subtitles | انا تعبت من الجميع الذين يريدوني ان انضج او اتغير |
Tanıtımı tasarlayan herkesin ismini anons edeceğim. | Open Subtitles | سأعلن عن اسماء الجميع الذين صمموا طرح النموذج التجريبي. |
Tanıtımı tasarlayan herkesin ismini anons edeceğim. | Open Subtitles | سأعلن عن اسماء الجميع الذين صمموا طرح النموذج التجريبي. |
Aslında, herkesin ait olduğu sosyal bir statü var. | Open Subtitles | في الحقيقة، نرى الجميع الذين ينتمون لأحد من أربع فئات اجتماعية. |
İlizyon, herkesin sahnede sadece bir tane çocuk olduğuna inanmasına bağlıydı. | Open Subtitles | كان الوهم يعتمد على الجميع الذين يعتقدون أن هناك صبيا واحدا فقط. |
Biliyorum, görmek için yeterli izne sahip herkesin adını yazdım. | Open Subtitles | لقد كتبتُ أسماء الجميع الذين يملكون تصريح أمني يخولهم بمعرفة أن الملف موجود حتى |
(Kahkaha) Bu değerlerden biri, bu topluluk içindeki herkesin kendi inandıkları doğrultusunda tüm güçleriyle tartışabilme, mücadele edebilme imkanı. | TED | (ضحك) و لكن واحدة من المبادئ، هي أن الجميع الذين هم جزء من المجتمع يحاربون ويجادلون بكل قوتهم عن الذي يؤمنون به. |