| Buraya sadece, bir ihtimal de olsa, güzel Donna'mı görürüm diye geldim. | Open Subtitles | جِئتُ فقط للفرصةِ لرُؤية دوناي الجميلةَ. |
| Muhteşem mercan resiflerini keşfedip Karayipler'in en güzel tabiat manzaralarına ev sahipliği yaptıklarını göreceğiz. | Open Subtitles | نَستكشفُ الشقوق المرجانية الجميلةَ , ونكتشفُ بأنّهم بيتَ إلى البعض من أفضل نظاراتِ حياةِ برّيةِ في الكاريبي |
| Ama bu deli adam güzel kızları kaçırmıyor. | Open Subtitles | لَكنَّك تَعْرفُ هذا الرجلِ المجنونِ لا يَأْخذُ الواحدَ الجميلةَ. |
| Onların annesi de güzel. | Open Subtitles | يَحْذونَ حذو أمَّهم الجميلةَ. |
| Bak, durumdan haberdar olmayanlar yalnızca senin güzel fotoğraflarını görecekler. | Open Subtitles | - أنظري, الناس لا يَعْرفونَ... - نعم ...سَيَرون الصورَ الجميلةَ فقط الناس يَعْرفونَ... |