"الجميلة في" - Translation from Arabic to Turkish

    • güzel
        
    • hoş
        
    Şarabı, yara bere için değil geçmişteki güzel günleri yad etmek içinmiş. Open Subtitles قال بأن نبيذه ليس للكدمات والجروح فقط ليّذكره بذكرياته الجميلة في الماضي
    Yapılması gerekenleri doğru bir şekilde yapmadan hayattaki o güzel çiçek açan tomurcukları elde edemeyiz. TED لن تحصل على تلك الورود الجميلة في الحياة إلا إذا قمت أولا بالعمل الصحيح.
    Bazen bu tür araştırmalar yaparken çok güzel fikirlerle karşılaşıyorsunuz. TED وأحياناً ، عن طريق القيام بهذا النوع من البحوث تواجهك مثل هذه الأفكار الجميلة في التصميم.
    Burada bu güzel mavi elementleri görüyorsunuz. TED وهنا سأقدم لكم هذه الأشياء الزّرقاء الجميلة في الصورة.
    Mesa Arch'ın turuncuyla parlayan ve arkadaki mavinin hoş katmanlarına dönelim. TED لذا دعونا نعود لقوس ميسا، والطريقة التي يشع بها الصخر باللون البرتقالي ودرجات الأزرق الجميلة في الخلفية.
    Aynadaki güzel kızı görüyor musunuz? Open Subtitles القِ نظرة على الفتاة الجميلة في تلك المرآة هناك
    Küçük yaşlarda beni güzel şeylere yönlendiren bir ailem olduğu için çok şanslıydım. Open Subtitles ...كنت محظوظة لأن والديّ ...وجهاني في عمر مبكرة .نحو الأشياء الجميلة في الحياة
    Doğru, çünkü hep güzel anlarını tazelemişti. Open Subtitles صحيح لأن جميع الذكريات الجميلة في الأغراض
    Ayrıca Wal-Mart'ta çok güzel ayakkabılar satıyorlar. Open Subtitles في الحقيقة إن لديهم بعض الأحذية الجميلة في سوقِ وال
    Bence güzel tablonuz, çekişmeli bir açık artırmada çok büyük para edebilir. Open Subtitles أظن أن اللاتور الجميلة في عرض تنافسي و هو سعر مغري
    Dünyada çok fazla güzel şeyler var, ve onları görmeni istiyorum. Open Subtitles هناك العديد من الأشياء الجميلة في العالم وأنا أريدك أن ترينهم فقط
    Oh, unuttum. Dünyadaki bütün güzel şeyleri görmem gerekiyordu. Open Subtitles لقد نسيت المفروض علي رؤية كلّ الأشياء الجميلة في هذا العالم
    Dünyada bir sürü güzel şey var. - Onları görmeni isterim. Open Subtitles هناك العديد من الأشياء الجميلة في العالم وأنا أريدك أن ترينهم فقط
    Doğru, unutmuşum. Dünyadaki bütün güzel şeyleri görecektim. Open Subtitles لقد نسيت المفروض علي رؤية كلّ الأشياء الجميلة في هذا العالم
    Hayatın güzel anlarını hiç yaşayamayacağımı hissediyordum. Open Subtitles شَعرت بأني لن أري أبدا أي لحظة من اللحظات الجميلة في الحياة
    güzel karıcığın annenler ile birlikte mi yaşayacak? - Annemler ile yaşamıyorum. Open Subtitles هل تسكن زوجتك الجميلة في القبو مع والديك ومعك ؟
    Chloe, dünyada onca güzel şey varken neden onu çizdin? Open Subtitles كلوي، بوجود كل تلك الأشياء الجميلة في العالم، لم ترسمنيه هو ؟
    Aferin. O güzel kızı alıp tatile çık. Open Subtitles ولدٌ جيد خذا هذا و خذ هذه الفتاة الجميلة في عطلة
    Korku filmlerindeki güzel kızlar gibi... "Eve girme, eve girme" diye bağırırsın seyrederken. Open Subtitles كنت كالفتاتة الجميلة في فلم رعب و التي تصرحين عليها
    Aranızda şu sarı elbiseli hoş görünüşlü kızı gören var mı? Open Subtitles هل رأي أحد تلك الفتاه الجميلة في الثوب الأصفر ؟
    Psikiyatrisinin ofisindeki hoş resepsiyoncu. Open Subtitles موظفة الاستقبال الجميلة في مكتب طبيبك النفسي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more