Burada çılgın eğlenceler yapacağız, değil mi, Jal? Evet. Yapacağız. | Open Subtitles | سنحصل على بعض اللهو الجنوني هنا يا جيل؟ نعم، صحيح |
Çok çılgın bir sebepmiş gibi gelebilir ama belki de gerçekten seni seviyordur. | Open Subtitles | لربما عليها أن تفعل ذلك لحقيقة ذلك السبب الجنوني في الواقع هي تحبك |
çılgınca olan şey ise bugüne kadar bundan hep pişmanlık duydum. | Open Subtitles | الشئ الجنوني هو حتي يومنا هذا ما زلت أندم علي ذلك |
Bu metodla ilgili çılgınca olan şeyse gerçekten işe yarıyor olması. | TED | الشيء الجنوني حول هذا الاسلوب انه يعمل حقاً |
Ve bende--sabah saat ikide böyle deli bir görünüşüm varken | TED | لذا قررت -- جاءني هذا الإلهام الجنوني في الثانية صباحا. |
Davranamaması, yenilgiyi kabul etmesi olur ki, bu onun delice egoizminin asla izin vermeyeceği bir şey. | Open Subtitles | الفشل سيعني أنه يقر بالهزيمة وهذا شيء لن يسمح به كبرياؤه الجنوني |
Ancak bu çılgın dünyada mutluluk ve başarı bulmada öz farkındalığın bize çok daha iyi bir şans sunduğuna dair çok fazla kanıt gördüm. | TED | ولكنني رأيت الكثير من الدلائل على أن الوعي الذاتي يمنحنا فرصة أكبر لإيجاد السعادة والنجاح في هذا العالم الجنوني. |
Biliyorum ki şu büfeye ulaşmayı başarırsam bu çılgın durumu düzeltebilirim | Open Subtitles | أعلم لو أنني استطعت الخروج من هذا المأوى لربما وضعت نهاية لهذا الوضع الجنوني |
Bu çılgın yörünge tamamen deli havalara yol açar. | Open Subtitles | إن مداره الجنوني يؤدي إلى طقس جنوني تمامًا |
Ve en çılgın tarafı, bir adamı sokağın karşısına fırlatmış, değil mi? | Open Subtitles | والجزء الجنوني هو أنه رمى برجل عبر الزقاق، صحيح ؟ |
Kral Claudius, Prens Hamlet'in annesi kral ile evlendiğinden beri, Hamlet'in neden çılgınca davrandığını çözmeye çalışıyor. | TED | يحاول الملك كلوديوس فهم السلوك الجنوني للأمير هاملت منذ زواج الملك بأم الأمير. |
çılgınca amacı ne olursa olsun, sensiz bunu tamamlaması mümkün olmayacaktır! | Open Subtitles | مهما كان مُخطَّطه الجنوني سيكون بالتأكيد غير مكتمل بدونك ِ |
Yok, hayır, şöyle demen lazımdı: "Bu işe yarayabilecek kadar çılgınca." | Open Subtitles | لا، لا، يفترض أن تقولي "كيف لذلك العمل الجنوني أن ينجح"؟ |
İşte çılgınca olan da geldi. Oraya varacağını biliyordum. | Open Subtitles | ها هو الجزء الجنوني كنت أعرف أنك ستصل لذلك |
Ama yabancı birinden bir şey istemeyen kız deli oluyor. | Open Subtitles | وفتاة لا تريد شيئاً من الغرباء ، هذا هو الأمر الجنوني |
Hep seni bekliyor olmak beni deli ediyor. Yanında olamamak. | Open Subtitles | الأمر الجنوني أنني أنتظرك دائمًا ولا أكون بجانبك.. |
Evet, ben katilin bir tırmanıcı olmadığını düşünüyorum biraz delice gelecek ama o deneyimli bir kaya tırmanıcısı. | Open Subtitles | ,كلا , انا لا اظن بأن القاتل ليس متسلق ولكن اعتقد انه من الجنوني قول ذلك انه متسلق ذو خبره |
Ama işin garip ve delice gelen yanı, yine de şaşırmış olmam. | Open Subtitles | ولكن الأمر المضحك, الأمر الجنوني هو أنني ما زلت مصدوماً |
Bu delice şey işe yaradı. | Open Subtitles | الامر الجنوني الشيء المطلوب صار |
Şu surata bir bak. Kocaman, rahatsız edici manyak surat! | Open Subtitles | إنظري لهذا الوجه، الهائل، المقلق، الجنوني |
Sanırım bu şimdilerde gençler arasında bir çılgınlık. Vaktiyle farkına varmıştım, | TED | وأعتقد أنه الشيء الجنوني الذي يقوم به المراهقون اليوم وقد أدركت يوماً |
Ama işte doktor olmanın saçma bir yanı da var ki önce kendinle ilgilenmeyi öğrenmeden bir hastayla bile ilgilenemiyorsun. | Open Subtitles | لكن إليك الأمر الجنوني عن كونك طبيبة.. لا يمكنك حتى الاعتناء بمريض واحد مالم تتعلمين كيف تعتنين بنفسك أولاً |