Örneğin, geçenlerde çorap kuklasının mucitinin ölüm ilanı vardı. | TED | مؤخرًا، على سبيل المثال، كان لدينا نعي عن مخترع الدمية الجورب. |
Adam bir gece çorap düşünce, onu yakaladı ve otoyola koşmaya çalıştığını duydu. | Open Subtitles | ...ضبطها ذات ليلة عندما سقط الجورب وسمعها وهي تحاول الهرب إلى الطريق العام |
lKurbanın boğazında çorap vardı, değil mi? | Open Subtitles | أين الجورب الذى كان مربوطاً حول رقبة الأولى ؟ |
çorabı dört veya daha az vuruşta mutfaktaki evyeye sokmaya çalışacaksın. | Open Subtitles | هذا يعني انه عليك ان توصل الجورب إلى المطبخ |
Ama yine de kahverengi çorabı bej olana tercih ederim. | Open Subtitles | وأيضاً ، إذا كان هناك تصويت على الأفضّل،،أفضّل الجورب البني بدل البيج. |
Saldırı saati için artık şahidin yok ve DNA'n çorabın üstünde bulundu. | Open Subtitles | والآن ليس لديك حجة غياب في وقت الاعتداء وحمضك النووي على الجورب |
Tam da çoraptan süzüldü. | Open Subtitles | هذا مقرف جداً لقد اخترق ذلك الشيئ الجورب |
Ayrıca çorapları da yerleştirmiş olabilirsin. | Open Subtitles | ... ويمكنك أيضاّ وضع الجورب بنفس الوقت ... |
çorap içine saklamak pek yeni bir yöntem sayılmaz. | Open Subtitles | وضعها في الجورب ليس أمرًا جديدًا كما تدري |
Aldığını düşünüyorsun ancak bir çorap gibi değil bu. çorap aniden eski şeklini alır. | Open Subtitles | تعتقد أنه سيعود كما كان لكنه ليس كالجوارب، الجورب يعود كما كان |
Dedemde de vardı ondan. Her sabah bir çorap alır, onu bozuk paralarla doldurur ve bizi döverdi! | Open Subtitles | كل صباح، يملئ الجورب بالقطع النقدية ويضربنا |
Taş kalpli bir siyah çorap olduğumu düşünebilirsin ama bu kara yünlü derimin altında çıplak bir pembe ayak var. | Open Subtitles | هل تعتقدى اني مجرد جورب اسود و لكن تحت هذا الجورب الصوفى هناك قدم ورديه عاريه |
Kuyruk değil, çorap yüzünden. Emniyet kemeri gibi. | Open Subtitles | ليس الذيل ولكن الجورب إنه مثل رابط المقعد |
Hayır. Sürtünce. Düzeltmemiz gereken kuyruk değil, çorap. | Open Subtitles | لا,عندما تتحرك ليس الذيل المشكله ولكن الجورب |
Sen boğazıma o çorabı soktuktan sonra 25 dakika falan baygındım galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه أغمي علي لمدة خمسة وعشرين دقيقة عندما حشرتٍ ذلك الجورب في حلقي |
Sen boğazıma o çorabı soktuktan sonra 25 dakika falan baygındım galiba. | Open Subtitles | أعتقد أنه أغمي علي لمدة خمسة وعشرين دقيقة عندما حشرتٍ ذلك الجورب في حلقي |
Bonibonu aldığıma o kadar sevindim ki çorabı unutmuşum. | Open Subtitles | كنت متحمسة للحصول على الحلوى لدرجة أني نسيت الجورب |
çorabın öteki tekini bu sumenin altına saklanmış vaziyette bulduk. | Open Subtitles | وجدنا على الجورب الآخر مخبأ تحت غطاء المكتب |
- çoraptan şüpheli erkeklerimizden birinin daha DNA'sı çıktı. | Open Subtitles | هناك آثار حمض نووي على الجورب لأحد المشتبه بهم من ؟ |
- Ve o çorapları giyiyorum. - Onun ölüp ölmediğini kesin olarak bilmiyoruz. | Open Subtitles | كما أنني أردتي ذلك الجورب - لا نعلم حتى بانه ميت |
- Bizim suç laboratuvar çalışanlarımız çoraba ve mendile baktılar. | Open Subtitles | -أجل -رجال مخبرنا الجنائي ألقوا نظرة على الجورب و المنديل |
Bir de çorapta delik varsa yapılacak tek şey vardır. | Open Subtitles | إذا توجد فتحة في الجورب هناك شيء واحد فقط لتفعله... |
Her şey birbiriyle uyumlu. Kıytırık çoraplar, kıytırık gömlekle uyumlu. | Open Subtitles | إنه مرتّب للغاية، الجورب متناسق مع القميص |
- Demek sonra jartiyeriyle sıktın. | Open Subtitles | ثم كان الجورب |