| Sen ve o hayatta sahip olduğum tek iyi şeylersiniz. | Open Subtitles | أنتما الاثنان هى الأشياء الجيدة الوحيدة التى حصلت لى |
| tek iyi fikir, benim ve John'un işini yapmasına ve bu duruma | Open Subtitles | والكثير من النقود الفكرة الجيدة الوحيدة هي ان تدعني أقوم بعملي أنا وـ جون ـ |
| tek iyi haber ise insanlar virüse karşı tamamen bağışıklık gösteriyor. | Open Subtitles | نعم ، نحن نعرف الأخبار الجيدة الوحيدة هنا هي أن البشر يبدو أنهم محصنون تماما |
| Şimdi karşınızda oturan Tom Robinson... tek işe yarar eli olan sağ elini kullanarak... yemin etti. | Open Subtitles | توم روبينسون" يجلس الآن أمامكم" بعد أن أقسم باليد الجيدة الوحيدة التى يمتلكها يدة اليمنى |
| Şimdi karşınızda oturan Tom Robinson... tek işe yarar eli olan sağ elini kullanarak... yemin etti. | Open Subtitles | توم روبينسون" يجلس الآن أمامكم" بعد أن أقسم باليد الجيدة الوحيدة التى يمتلكها يدة اليمنى |
| Ve o ilişki hayatımdaki tek iyi ilişki... | Open Subtitles | وهي العلاقة الجيدة الوحيدة في حياتي .. لذا |
| Bu tek iyi fikir. | Open Subtitles | إنها الفكرة الجيدة الوحيدة. |