"الحائطِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • duvara
        
    • duvarda
        
    • Duvarın
        
    • duvardan
        
    • duvar
        
    • duvarı
        
    • duvardaki
        
    • duvarından
        
    Bunları duvara yapıştırmak benim fikrimdi. Siz sevişirken biz sizi görebiliyorduk. Open Subtitles هى كَانَت فكرتَي لوَضْعه على الحائطِ لذا نحن يُمْكِنُ أَنْ نَراه كلما مارسنَا الجنس.
    Sayı tahtasına yere, duvara kızıl saçlıya. Open Subtitles مِنْ لوحةِ النتائج . مِنْ الأرضيةِ، مِنْ الحائطِ . مِنْ أحمرِ الشعر.
    Çünkü vantilatörü açtım ve kız duvara yapıştı. Open Subtitles لأن إلتفتُّ على النصيرِ، وهي نَفختْ إلى الحائطِ.
    duvarda çiviler ve açık renk yerler vardı ayrıca yerine uymayan bir resim de vardı. Open Subtitles الخطّافات في الحائطِ والفراغات نظيفة والصورة الواحدة التي هناك غير مناسبة
    Duvarın ötesinden söyledikleri şarkıları duyabilirsin. Open Subtitles يُمْكِنُ أَنْ تَسْمعهم يَغنّونَ من خلال الحائطِ
    Polis gelmeden önce onu duvardan çıkardım. Open Subtitles أنا أُخرجُتها من الحائطِ قَبْلَ أَنْ تَصِلُ الشرطةَ.
    Bir sürü büyük merdiven, duvar yazıları. Open Subtitles الكثير من الخطواتِ الكثير من الرسوماتِ على الحائطِ.
    Hasarı ve kapsüler duvarı tamir edeceğiz. Open Subtitles نحن نُصلّحُ الضررَ ومحترف الحائطِ الكبسوليِ
    Pennywise'ı vuran diğeriyse duvardaki yarığa saplanmıştı. Open Subtitles في فخِّ البالوعةَ الواحد الذي ضَربَ بينيوايس اوي في الحائطِ.
    Kapatmak için yatağı duvara vurabiliyorum. Open Subtitles لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَنتقدَه إدعمْ إلى الحائطِ.
    Bazen buraya uçup kafasını duvara vurarak parçaladığımı hayal ediyorum. Open Subtitles أحياناً أَحْلمُ به يطير هنا ورأسه العظيم ضدّ الحائطِ.
    Cameron'un odasında duvara gömülü bulduğun saç. Open Subtitles هو الشَعرُ وَجدتَ مُضَمَّناً في الحائطِ في غرفةِ كاميرون.
    Lobutların olduğu yerdeyim. Oyuncaklar duvara yığılmış. Open Subtitles أَعْبرُ عرضَ دبّوسِ البولنجَ حيث إنّ اللُعَبَ صَاعِدة على الحائطِ.
    Diğerine de "L'in yüzünün mükemmel kopyasını duvara çizer" yazdım. Open Subtitles و الآخر ، كتبتُ في مذكرة الموت أن يقومُ برسم وجه . إل على الحائطِ بإتقانٍ
    Sağ duvarda olmalı... Open Subtitles إن كانت لا تزال هناك فستجدها على الحائطِ جهةَ اليمين
    Oh, anladım. duvarda gözleri ve kulakları var. Open Subtitles لقد فعلتها، خدعت الرجل و وضعت عيونه وآذانه على الحائطِ
    Ama o yoğuşma, Duvarın ardında su olduğu anlamına geliyor. Open Subtitles ذلك التكثيفِ يَعْني هناك ماء وراء هذا الحائطِ.
    Duvarın dışına çıkmalıyız. Open Subtitles يَجِبُ أَنْ نَذْهبَ خارج الحائطِ أَعْرفُ
    duvardan onun kıçını bir pislik gibi kazımalısın. Open Subtitles أنت يجب أن تنساه وتخرجه من الحائطِ مثل الوساخه
    Bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar çünkü kardan duvar doğruca bize geliyordu. Open Subtitles حتى أدركت أنه هناك شيء خاطئ لأن هذا الحائطِ مِنْ الثلجِ يتجه مباشرة نحونا
    Ama aynı doğu duvarı... tavan arasındaki bacadan itibaren 4.5 m Open Subtitles لكن ذلك الحائطِ الشرقيِ نفسهِ فقط 14 قدمُ مِنْ المدخنةِ في الغرفة العلويةِ.
    Senin derslerinden birinde duvardaki sinek olmayı çok isterdim. Open Subtitles أنا أَحبُّ أن أكُونَ ذبابة على الحائطِ في أحد صفوفك
    Batı duvarından 4 metre 20 santim ölç. - Tamamdır. Open Subtitles مِنْ الحائطِ الغربيِ , تقِيسُ 14 قدمَ، ثمان بوصاتِ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more