O da demek oluyor ki öbür tarafla olan perdeyi aralamam gerekiyor. | Open Subtitles | مما يعني أنّي يجب أن أخفِض الحائل عن الجانب الآخر |
Onu yaptıktan sonra sadece bu 3 nokta içerisinde ve istediğimi elde etmeme yetecek süre perdeyi kaldırabilirim. | Open Subtitles | عندئذٍ سأقدر على إسقاط الحائل داخل المثلث لمدّة تكفيني لِمَا أحتاج |
Anlıyorum, büyünü yapacağım. perdeyi kaldıracağım. Ve ölmene yardım edeceğim. | Open Subtitles | مفهوم، سأُجري التعويذة وأسقط الحائل وسأساعدك لتموت، أعدك |
Ben perde kalkınca buranın hayalet kaynayacağını düşünmüştüm. | Open Subtitles | ظننت الأجواء ستكون كحفل أشباح بسقوط الحائل |
- Kafasındaki kanser nasıl iyi haber olur? - Kan-beyin bariyeri kafandaki kanı vücudundaki kandan ayırır. | Open Subtitles | يفصل الحائل الدمويّ الدماغيّ الدّم داخل دماغكَ عن الدّم بجسدكَ |
Yani belki de onun kanı sende olursa perdeyi kaldırmak için dolunaya ihtiyaç duymazsın. | Open Subtitles | ولعلّك إن ملكت دماءها فلن تحتاجي بدر التمام لكي تسقطي الحائل |
Ama çözemediğim konu şu ki sen neden perdeyi kaldırmak istiyorsun ki? | Open Subtitles | ما لا أفهمه، لمَ تريدين إسقاط الحائل من الأصل؟ |
perdeyi tekrar kapatmaya yeteri kadar güç toplamam için bu akşamki dolunaya kadar beklemem gerek. | Open Subtitles | سأنتظر حلول بدر التمام اللّيلة لأملك قوّة كافية لإعادة رفع الحائل |
Belki perdeyi kaldırıp tüm hayaletleri dışarı salmaktan daha fazlasını istiyordur. | Open Subtitles | ربّما يودّ فعل ما يجاوز إسقاط الحائل وإطلاق كلّ الأشباح. |
Ama eninde sonunda perdeyi yerine koymalıyım. | Open Subtitles | لكنّي يجب أن أعود لأرفع الحائل ثانيةً |
İşe yarayacağını düşünmüyordum ama ben... ben perdeyi kapadım ama sen hâlâ buradasın. | Open Subtitles | لكنّي أغلقت الحائل وها أنت ما تزال هنا |
Silas, bu taraf ile öbür taraf arasındaki perdeyi kaldırmamı istiyor. | Open Subtitles | (سايلس) يريد إسقاط الحائل بين جانبنا والجانب الآخر |
Silas, öbür tarafla bu tarafın arasındaki perdeyi kaldırması için Bonnie'nin bir büyü yapmasını istiyor. | Open Subtitles | (سايلس) يريد من (بوني) إجراء التعويذة لإسقاط الحائل عن الجانب الآخر |
Silas tedaviyi alıp, ölüp doğaüstü Araf'ında bir ebediyet geçirmek zorunda kalmadan yaşayabilmek için o perdeyi kaldırmak istiyor. | Open Subtitles | (سايلس) يريد زوال الحائل حتّى يتناول الترياق ويموت ولا يُضطر للبقاء أبد الآبدين في مطهرٍ جامع للخوارق |
perdeyi kaldırmanın zamanı geldi. | Open Subtitles | آن أوان إسقاط الحائل |
Bonnie bu taraf ile öbür taraf arasındaki perdeyi kaldırabilecek tek kişi. | Open Subtitles | (بوني) هي الوحيدة القادرة على إسقاط الحائل بين هذا والجانب الآخر |
perde yeniden yerine gelene kadar Kol'un bedenini... - ...güvenli bir yere koymalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أخفي الجسد في مكان آمن حتّى يُعاد رفع الحائل |
Bu hava kararana kadar seni tutar. Sonra da perde yerine geldiğinde bu kasaba senden temelli kurtulmuş olacak. | Open Subtitles | ستُحجز هنا حتّى المغيب، وحين أرفع الحائل ستتخلّص هذه البلدة منك للأبد |
Daha sonra perde tamamen kalktığında tedaviyi alabilirim. | Open Subtitles | حين يسقط الحائل تمامًا سأتجرّع الترياق |
Adamın ümüğünü sıkmadan sizi hapsettiği bariyeri kaldırmama imkân yok. | Open Subtitles | لا يمكنني حلّ الحائل الذي يحبسكم إلّا حين أخنقه. |
Enerji bariyeri tesisin etrafında kilometrelerce uzanıyor. | Open Subtitles | الحائل يمتد حول القاعده لعده أميال .. |
Onları kan-beyin bariyeri ötesine taşıdı ve anıların başarılı şekilde transfer edilmesini sağladı. | Open Subtitles | "حملها عبر الحائل الدموي الدماغي، ونقل الذكريات بنجاح" |