Kolunun gümüş bir dolardan daha geniş olmamasını garantiye almanı. | Open Subtitles | الحرص على أن لا يتجاوز محيط ذراعك حجم دولار فضي؟ |
- Yine de, başkomiserimizin savcının tüm sorularına hazırlıklı olduğunu garantiye alalım. | Open Subtitles | ولكن علينا الحرص على أن تكون النقيب مستعدّة لأيّ أسئلة قد يطرحها المدّعي العام |
Asla çocuğumuz olmamasını garantiye alsak yeter. Onu sattın diye! | Open Subtitles | -علينا الحرص على عدم الإنجاب ثانيةً |
Yarın çiçek taşıyan kız olacağım ve harika olacağımdan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | سأكون الفتاة حاملة الزهور غداً و أريد الحرص على أن أكون رائعة |
Barış muhafızı, senin işin, o kuyunun asla açılmadığından emin olmak. | Open Subtitles | حارس السلام ، مهمتك هي الحرص على ان لا يفتح ابدا |
Sihri senin üzerinde kullanmayacağından emin olmak zorundayız ve olacağız. | Open Subtitles | وعلينا الحرص على عدم استخدامه لذلك السحر عليكِ وسنفعل ذلك |
Burada kalmanı garantiye almak. | Open Subtitles | -وهو الحرص على بقائك هنا |
Bilim adamları buzun kirlenmemiş olduğuna emin olmak zorundadırlar. | TED | وبالعودة الى الموقع فعلى العلماء الحرص على أن لا تتلوث العينات الثلجية |
Dahası, bu 12,800 km. 'lik seyahatte, buzun erimeyeceğinden emin olmak zorundadırlar. | TED | واكثر من هذا . .. فخلال رحلة طولها 8000 ميل الامر الاكثر اهمية هو الحرص على عدم ذوبان العينات |
Çinli ajans kazanana oynayacağından emin olmak istiyor. | Open Subtitles | المؤسسة الصينية تريد الحرص على اتباعهم للفائز. |
Sadece peri masalının sonundan emin olmak istiyorum o kadar. | Open Subtitles | أريد فقط الحرص على أن تحصلي على نهايتك السعيدة كما في القصص الخيالية او اياً كانت |
Sadece babanla ilgilendiklerinden emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | لكنني أريد الحرص على أن يهتموا جيداً بوالدكِ |
Ve kurşunlar onları öldürmezse zehrin öldüreceğinden, emin olmak istemiş. | Open Subtitles | و كان يريد الحرص على أنه إذا لم تقتله الرصاصة سيقتله السم |
Sanki bayraklar biraz geç kaldı ayrıca şu sıçramaların da iyi olduğundan emin olmak istiyorum. | Open Subtitles | أيضاً أود الحرص على إنتظام حركات الأقدام |