| Dolayısıyla hareket kabiliyeti konusunda yeni bir sayfa açmamız gerektiğini düşündük. | TED | ما يمكن ان نسميه كتابة عصر جديد من الحركة البشرية .. |
| Etrafınızda dönen dünyaya etki etmenin tek yolu hareket etmek. | TED | الحركة هي السبيل الوحيد لديك للتأثير في العالم من حولك. |
| Yani çıkarımlar yaptık, tahminler yaptık, ve şimdi hareket üretmeliyiz. | TED | لذلك فقد وضعنا استدلالات، وقمنا بالتنبؤات، والآن علينا توليد الحركة. |
| Böylece kamerayı ortadan kaldırıp, o hareketi panele transfer ettik. | TED | فنحن فقط أزلنا الكاميرا و نقلنا تلك الحركة إلى اللوحة. |
| Daha önce söylediğimiz gibi, hareket bu türden canlı sistemler için çok önemli. | TED | كما سمعتم في البداية، فإن الحركة مهمة جداً لهذه الأنواع من الأنظمة الحية. |
| Eğer bu taraftan birileri bu kişilerin ne yaptığını anlamazsa sorun olmaz çünkü birbirimizin daha iyi bir hareket için çalıştığımızı biliyoruz. | TED | إذا لم يفهم أحدهم فيما يخص هذا الجانب ما تحاول فعله تلك المجموعة، فلا بأس، لأننا جميعاً نثق أننا نعمل لصالح الحركة. |
| Ayrıca bir daire içindeki hareketin, hareket ve sabitlik anlamına gelebileceğini düşünebilirsiniz, tıpkı evren gibi, çoğu yerde görebileceğiniz bir şey. | TED | تستطيع أن تتخيل أيضًا أن الحركية في شكل دائري قد تعني الحركة والسكون، مثل الكون، ما تراه في العديد من الأماكن |
| Sizin ilk kuralınız hareketli robotların sabit robotların etrafında hareket edebildiği hareket kuralıdır. | TED | أول قانون هو قانون الحركة حيث الآلي المتحرك يمكنه الحركة حول آخر موضعي |
| -Biri onu aldığında.. ...hareket, kapanı kapatır ve saati çalıştırır. | Open Subtitles | شخصٌ ما يقوم بإلتقاطها، الحركة تُشغّل الفخ، وبالتالي تُطلق المُؤقت |
| Eğer göz önünde rahat hareket edemeseydim, ben de kanalizasyon sistemini kullanırdım. | Open Subtitles | اذا لم يكن بإمكانه الحركة في مكان مكشوف فسيتخدم نظام المجاري للتحرّك |
| Yapılacak tek hareket bu. Yani, rol yapmam gerekiyorsa, problem değil. | Open Subtitles | إنها الحركة الوحيدة و كل ما علي فعله هو بعض التمثيل |
| Yapılacak tek hareket bu. Yani, rol yapmam gerekiyorsa, problem değil. | Open Subtitles | إنها الحركة الوحيدة و كل ما علي فعله هو بعض التمثيل |
| Sadece bir sonraki harekete bakma. 3 hareket ileri bakmayı dene. | Open Subtitles | لا تبحث عن الحركة التالية حاول البحث عن الثلاث تحركات التالية |
| O bilim adamıyla yaptığı iş, bütün hareket'i tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | العمل الذى يقوم به مع هذا العالم يهدد الحركة برمتها |
| Gece göğünde yıldızları bu yanıp sönme hareketi için inceleyerek gezegenleri bulabiliyoruz. | TED | وبمسح النجوم في السماء ليلاً لرصد هذه الحركة الوميضية، نستطيع إيجاد الكواكب. |
| Biliyoruz ki bu hareketi ateşlemek için olması gerekenden fazla enerji mevcut. | TED | نحن نعلم ان هناك اكثر مما يكفي من الطاقة لتزويد تلك الحركة. |
| Bu yobaz Hindu harekete ait üyelerden bir tanesi Mahatma Gandhi'yi vurmuştu. | TED | كان أحد أعضاء هذه الحركة الأصولية الهندوسية هو من قتل المهاتما غاندي. |
| Bazı anlarda vezirinizi vermek yapabileceğiniz harika bir hamle olabilir. | TED | فهنالك مواقف يكون فيها التضحية في الوزير هو الحركة الامثل للقيام بها |
| Haklısın. Milli Güvenlik testini geçip, biraz aksiyon görmek istedim. | Open Subtitles | أجل، اجتزت اختبار الأمن القومي وأردت رؤية بعض من الحركة |
| Bu kurnaz hamleyi Rick Warren bulmadı. | TED | حسنا لم يخترع ريك وران هذه الحركة الذكية. |
| İşte burada görüyorsunuz, animasyonlarımızdan hareketli çarklar ortaya çıkarttılar ve kafayı aşağı yukarı sallama hareketi ile ileri geri hareketini entegre eden bir hareket yarattılar. | TED | فترى أنهم قد استخلصوا التروس الحركية من رسومنا و صنعوا تذبذب الذي دمج حركة الرأس المطأطئة مع الحركة للأمام و للوراء. |
| Evet, aslında bir balet bizim sözde Ninja gibi hareketler yapabilir. | Open Subtitles | لا نعم, لا, فى الحقيقة يمكن لراقص بالية الحركة مثل النينجا |
| bu trafik ışığı kırmızı, yeşil değil ve bu durman gerektiği ileriye gitmemen gerektiği anlamına gelir." noktasına değiştirdik. | TED | انت اكتشف اين اشارة المرور. و ان الاشارة حمراء و ليست خضراء و التي تعني التوقف و ليس الحركة. |
| Bölgede cereyan eden büyük hareketlilik çok büyük umutlara neden olmuştu. | TED | حيث تفجرت طاقة عارمة من الأمل على إثر هذه الحركة الكبيرة التي كانت تجري في المنطقة. |
| Ve işte şimdi bu hareketle gurur duymamız için bir fırsatımız var. | TED | واليوم لدينا فرصة .. لكي نكون فخورين بهذه الحركة .. |
| Ama anlık duraklamayı fark etmememizin asıl sırrı ve nedeni diğer ayağın hareketinin hiç durmamasıdır. | TED | لكن السر الحقيقي وسبب صعوبة ملاحظتك للتوقف عدم توقف قدماها عن الحركة أبداً |
| Bu taneciklerin hareketleri dalgaların tüm hareketlerinden daha da kısıtlıdır. | TED | إنّ حركة هذه الجزيئات محدودة أكثر من الحركة الكلّيّة للأمواج. |