Cinayeti itiraf edebilir... ama hala Kundaklama olayındaki delilleri inceliyoruz. | Open Subtitles | يستطيع الاعتراف بجريمة القتل لكن ما زلنا نفحص أدلة الحريق المتعمد |
- Çünkü yok. İşe gitmem gerekiyor. Yine Kundaklama olmuş. | Open Subtitles | لأنه غير موجود عليّ الذهاب إلى العمل إنه الحريق المتعمد مرة أخرى |
Kundaklama bölümü yangını başlatan şeyin sadece aseton olduğunu söylemiş, ve savcının davadaki dayanak noktası buymuş. | Open Subtitles | حددت وحدة الحريق المتعمد أن الأسيتون كان المادة الوحيدة المستخدمة في الحريق, وتمحورت قضية المدعي العام حول تلك النقطة. |
Kundakçının diğer saldırılarıyla ilgili bir bağlantı kurdunuz mu? | Open Subtitles | هل لاحظت أي صلة بين الحريق المتعمد والهجمات السابقه؟ |
Kundaklama raporundaki çözüm noktası. | Open Subtitles | الأمر الحاسم... هو تقرير الحريق المتعمد. |
Kundaklama bizim soruşturmamız. | Open Subtitles | الحريق المتعمد من اختصاصنا |